I. Hişam

Abdurrahman b. Muaviye’nin oğlu Hişam, 756 yılında, Kurtuba’da doğdu. Babasının vefat haberini aldığında valiliğini yaptığı Maride şehrinde bulunuyordu. Haberi alır almaz Kurtuba’ya doğru harekete geçti ve 7 Ekim 788’de şehre girdi. Hemen halkın ve devlet adamlarının biatini aldı. Tahta geçtiği zaman 33 yaşında idi. 8 yıl boyunca tahtta kaldı; bu süre boyunca Endülüs’te barış ve güvenlik ortamı hüküm sürdü. Ancak kendisi de babası gibi birçok isyana maruz kaldı. Kardeşleri Süleyman ve Abdullah’ın isyanları da bu isyanlar arasındadır. Abdurrahman b. Muaviye’nin, yaşça küçük olmasına rağmen Hişam’ı veliaht tayin etmesi, Süleyman’ı öfkelendirmişti. Tuleytula’da bulunan Süleyman da babasının vefat ettiğini ve yerine Hişam’ın geçtiğini öğrenince topladığı askerlerle Kurtuba’nın üzerine yürüdü. Hişam da ona karşı büyük bir ordu topladı. Hişam bu karşılaşmadan zaferle çıktı ve kardeşi tekrar Tuleytula’ya çekildi. Bundan birkaç ay sonra da diğer kardeşi Abdullah isyan bayrağını açtı. Süleyman da Abdullah’ın yanına gelerek onunla birleşti. Hişam önce barışçı yollara başvurmuşsa da bundan bir netice alamayınca tekrar bir ordu toplayarak Tuleytula’ya doğru harekete geçti. Fakat Süleyman da bu sırada büyük bir orduyla Kurtuba’ya gidiyordu. Şehrin yakınlarında, savunmadaki askerlerin ve halkın büyük direnişiyle karşılaştı. Hişam bu sırada Tuleytula muhasarasını sona erdirmedi, Kurtuba’ya yardım için oğlu Abdülmelik’i gönderdi. Bunun üzerine Süleyman Kurtuba’yı terk etti. Hişam da iki ay sonra muhasarayı kaldırarak Kurtuba’ya döndü. Birkaç ay sonra da Abdullah, Hişam’ın sarayına gelerek teslim oldu. Süleyman da bu olaydan hayal kırıklığına kapılarak kardeşi Hişam ile anlaştı. Hişam kardeşlerini aileleriyle beraber Kuzey Afrika’ya gönderdi. Hişam kardeşlerinin isyanlarından başka isyanlarla da uğraşmak zorunda kaldı. Sarakusta’da isyan eden Hüseyin. B. Yahya’nın oğlu Said, 8 yıl sonra bir ayaklanma başlattı. Önce Sarakusta’yı ele geçirdi. Ancak Hişam’ın onun üzerine ordu göndermesiyle isyan bastırıldı, kendisi de kaçmak zorunda kaldı. Berşelune’de de Matruh b. Süleyman isyana kalkıştı. O da babasının intikamını almak istiyordu. Matruh önce Berşelune’yi ele geçirdi. Ardından Huesca ve Sarakusta’ya yönelip buraları da zapt etti. Bu esnada kardeşlerinin isyanları ile uğraşan Hişam bu isyanı da kolaylıkla bastırdı. Takorrona’daki isyan ise bir grup Berberi tarafından çıkarılmıştır. Bunlar insanların mallarını yağmalamış, saldırılarda bulunmuş, cana kastetmişlerdi. Hişam bunların üzerine de bir ordu göndermiş isyancıların çoğu kılıçtan geçirilmiştir. Geri kalanı ise kaçmıştır. Döneminde bunlardan başka isyan çıkmadı. Böylece Hişam, kendi döneminde babasına nazaran daha az isyan ile uğraştı ve bunları kolaylıkla bastırabilmeyi başardı. Bunlardan başka önemli sayılabilecek herhangi bir iç mesele ile karşı karşıya kalmadı. Hişam içte istikrarı sağladıktan sonra dış seferlere yöneldi. Kuzeydeki Hristiyan krallıklar üzerine seferler düzenledi. 791 yılında, Yusuf b. Buht komutasındaki orduyu Galicia bölgesine, Ebu Osman komutasındaki bir orduyu da Alava bölgesine gönderdi. Bu seferlerden orduları zaferle döndü ve birçok ganimet elde edildi. Hacip Abdülmelik komutasında bir ordu, 792 yılında, tekrar Alava bölgesine girdi. Sonra Frenk toprakları üzerine yürünerek Gerona ve Cerene şehirleri kuşatıldı. Bu şehirler Endülüs’ün kuzeydoğusunda bulunuyordu ve ülkenin en uzak noktasındaydı. Bu şehirlerin kuşatılmasından bir netice elde edilemese de Frenk toprakları üzerindeki seferler yaklaşık üç ay sürdü, stratejik önemi olan bölgeler kontrol altına alındı. 794 yılında, Asturias Krallığı’nın merkezi Oviedo üzerine bir ordu gönderildi ve bu seferden bol miktarda ganimetle dönüldü. 795 yılında, Hişam, Abdülkerim komutasındaki bir orduyu Galicia bölgesine gönderdi. Abdülkerim, Astorga’da bulunduğu sırada Asturias Kralı II. Alfonso’nun bazı faaliyetlerini haber aldı. Alfonso gönüllü asker topluyor, karargâh kurduğu yerde halkın dağlara çekilmesini emrediyordu. Alfonso üzerine önce bir süvari birliği gönderildi. Sonra Abdülkerim, ordusuyla onun üzerine doğru harekete geçti. Alfonso, Hişam’ın ordularının üzerine geldiğini haber aldı ve bir kaleye sığındı. Burada peşine takılan Müslüman birliklerden yine kaçtı. Daha sonra Alfonso, Abdülkerim’in görevlendirdiği Ferec b. Kinane emrindeki süvari birliğinin elinden de kurtuldu. Sonuçta Müslümanlar bu seferden büyük bir başarı ve birçok ganimet elde ettiler. Ayrıca Hişam’ın orduları Pireneler’i aşarak Fransa’nın güneyindeki Septimania Bölgesi’ne sefer düzenledi. Bu sefer, fetih amacını gütmüyordu. Hişam, Endülüs Emevi Devleti’nin gücünü göstermek istemişti. Onun döneminde Malikilik mezhebi Endülüs’te yayılmaya başladı. Endülüs’ten hacca giden öğrenciler İmam Malik’in derslerine katıldılar. Onun fikirlerini, kişisel özelliklerini anlatarak Malikiliğin yayılmasının önünü açtılar. Camilerde İmam Malik’in eserlerini okudular. Hişam bu mezhebin yayılması için yapılan çalışmaları destekledi. Bu mezhebe bağlı fakihler önemli mevkilere geldi. Hişam’ın bu desteklerinden haberdar olan İmam Malik, ona dua etti. Hişam, babası gibi imar faaliyetlerine önem vermiş, Abdurrahman b. Muaviye’nin inşasını başlattığı Kurtuba Camisi’ni tamamlatmış, camiye bir minare ve bir şadırvan ekletmiştir. Büyük Kurtuba kanalını açtırmıştır. Bundan ayrı olarak Babu’l Cinan karşısına bir cami yaptırmıştır. Ayrıca Kurtuba’daki Vadi’l Kebir Nehri üzerindeki tarihî köprüyü tamir ettirmiştir. Onun döneminde İncil ve Tevrat Arapçaya çevrilmiştir. Hişam adaletli bir devlet reisi hüviyetiyle temayüz etmiştir. Hatta bu özelliğinden dolayı Ömer b. Abdülaziz’e benzetilmiştir. Adaleti sağlamak ve yöneticileri kontrol etmek için ülkenin her yanına gizli müfettişler göndermiştir. Ayrıca dürüst olduğu, halka iyi davrandığı, zevk ve eğlenceden uzak durduğu, âlimlere saygı gösterdiği rivayet edilmiştir. Camilere gitmiş, hastalara ziyarette bulunmuştur. Babası gibi cenaze törenlerine katılmış, halkın içine girmiş, kanunlara riayet etmiştir. Hişam tahta çıkışının sekizinci yılında, henüz 41 yaşında iken vefat etti. 

Kaynak: Endülüs Emevileri ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ağustos 2018, Ankara.