I. Hakim

Tam adı Ebul Abbas Ahmet el-Hâkim bi-Emrillah’tır. Memlûkler’in ikinci halifesi olan I. Hâkim’in asıl adı Ahmet, künyesi Ebul Abbas’tır. 29’uncu Abbasi halifesi Müsterşid-Billah’ın (1118- 1135) torunudur. Ebul Abbas Ahmet, Moğolların Bağdat’ı istilasında saklanarak hayatını kurtardı. Daha sonra bir fırsatını bularak bir grup arkadaşıyla beraber Bağdat’tan kaçtı. Önce Benu Hafece Araplarının emîri Hüseyin b. Fellah’ın yanında kaldı, sonra buradan ayrılarak Şam’a geldi ve İsa b. Mühenna’nın misafiri oldu. Bu sırada ona halifelik sözünde bulunan Sultan Kutuz’un emriyle kendisine yardım eden bazı Arap emîrlerinin desteğini alıp Moğollara karşı başarılı seferler düzenledi ve bazı toprakları ele geçirdi. Aynı dönemde Sultan Baybars’ın davetiyle Müstansır-Billah Mısır’a gitmişti ve bir süre sonra sultan onu da çağırmıştı. Ancak Ebul Abbas Ahmet, bu davete uymadı ve Halep’e doğru yola çıktı. 

Moğolların Elinden İkinci Defa Kurtuldu 

Halep’in emîri Şemsettin Akkuş ona iyi davrandı, hatta onu halife olarak tanıdı, emrine askerler verdi; onun bu askerlerle Moğolların üzerine gitmesini istiyordu. Nitekim Ebul Abbas Ahmet de askerî gücüyle harekete geçti. Bu sırada, Ane şehrinde, Sultan Baybars tarafından Moğolların üzerine gönderilen Müstansır-Billah ile karşılaştı. Burada Memlukler’in ilk halifesi ile anlaşma yoluna giden Ebul Abbas Ahmet, askerleriyle beraber ona iltihak etti ve birlikte Bağdat üzerine yürüdüler. Ancak Moğol ordusunun saldırısıyla ağır bir yenilgi aldılar. Ebul Abbas Ahmet, savaş meydanından az sayıdaki arkadaşıyla beraber kurtulmayı başarabildi ve tekrar Şam’a gitti, yeniden İsa b. Mühenna’nın misafiri oldu. Bu sırada, Memlûk Sultanı Baybars, Müstansır-Billah’ın Hit şehri yakınlarında Moğol ordusuna yenilerek hayatını kaybetmesi üzerine onu tekrar Kahire’ye davet etti. Ebul Abbas Ahmet bu sefer davete uyarak, Şam’dan ayrılıp yanında oğlu ile beraber Kahire’ye geldi. Burada merasimle karşılandı ve tıpkı Müstansır-Billah gibi Kal’atülcebel’e yerleşti. Ancak ona gösterilen ilgi ilk halifeye gösterilenden daha azdı. Bir süre burada Sultan Baybars’ın temkinli davranışı yüzünden halife ilan edilmeksizin sakin bir şekilde hayatını sürdürdü; ayrıca Müstansır-Billah’ın yaşayıp yaşamadığı ile ilgili sorun da belirsizliğini koruyordu. Aşağı yukarı dokuz aylık bir zaman diliminden sonra Sultan Baybars, Müstansır-Billah’ta olduğu gibi, devlet görevlilerini topladı ve Ebul Abbas Ahmet, halife ilan edildi. Toplantıda soy kütüğü okundu ve Sultan Baybars başta olmak üzere tüm devlet görevlilerinin biatını aldı. O da hiçbir yetkisi olmasa bile meşruiyet dağıtma algısına dayanarak Müstansır-Billah gibi devletin yönetimini Baybars’a teslim ettiğini bildiren bir menşur verdi. Halife unvanıyla okuduğu ilk cuma hutbesinde hilafetin sultanın gayretleriyle ayakta kaldığını belirtti ve Müslümanları cihada teşvik etti. Kahire’deki diğer camilerde de halifeye dua edildi. Daha sonra sikkelere yeni halifenin adı sultanının adıyla beraber yazılmaya başladı. Ancak bu hükümdarlık alametleri Sultan Baybars’ın rahatsız olmasına yol açtı; onun ülke yönetimine karışabileceği konusunda tedirginlik hissediyordu. Bu yüzden onu ailesi ile beraber devamlı göz önünde bulundurdu. Âlimlerle görüşmesine kısıtlama getirmese de devlet adamları tarafından ziyaret edilmesini menetti. Hatta sikkelerdeki ismini kaldırttı. Kimi bazı önemli toplantılara davet edilse de halifenin bu etkisiz durumu devam ediyordu. Sultan Baybars’tan sonraki hükümdarların dönemlerinde de durumunda önemli değişiklikler olmadı. Sadece kimi zaman sultanlardan bazı iyilikler gördü. Kalede yeniden cuma hutbeleri okumaya başladı; bu hutbelerde Müstansır-Billah gibi Bağdat’ın geri alınması gerekliliğinden bahsetmiştir. Sultan Laçin döneminde de hacca giderek Abbasi halifeleri arasında hac farizasını yerine getiren yegâne kişilerden oldu. 

Eceliyle Vefat Etti 

I. Hâkim, 40 yıl halifelik unvanını taşıdı. Ancak görevde kaldığı süreyi âdeta bir mahkûm gibi geçirdi. Sultan Baybars, siyasi işlere karışmasından kuşku duymaya başladığı için onu, 663 yılından itibaren kalede zorunlu oturmaya mecbur etti. Ayrıca devletin üst yöneticileri ile görüşmesini de yasakladı. I. Hâkim, 40 yıllık halifeliği döneminde Memlûk Devleti’nde sekiz sultan değişti. Kendisine mahkûm hayatı yaşatan sultanlara, hükümdarlık hilati giydirmek zorunda kaldı. Sultanların iktidara gelme şekli önemli değildi. Nitekim Nasırüddin Muhammed’e, isyanla tahtı ele geçiren Zeyneddin Ketboğa’ya, onu saltanattan uzaklaştıran Hüsameddin Laçin’e, daha sonra da tahta ikinci defa oturan Nasırüddin Muhammed’e sultanlık hilati giydirmişti. I. Hâkim, eceliyle vefat eden nadir halifelerden biri oldu. 21 Ocak 1302’de Kahire’de vefat etti.

Memluklar ve Memluk Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2019.