Lale Belkıs

Lale Belkıs

28 Kasım 1938 tarihinde doğdu. Asıl adı Belkıs Durmaz’dır. Babası Çanakkale Savaşı’nda muhabere subayı olan İsmail Durmaz’dır.

12 yaşına kadar İstanbul Eyüp’te yaşadı, daha sonra ailesiyle birlikte Moda’ya taşındı. İleriki yıllarda bu ev için “Doğduğum Ev” adlı şarkıyı yaptı.

Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsünü bitirdi. 1953 yılında mankenlik, 1968 yılında şarkıcılık yapmaya başladı. 

Tiyatroya, Lale Oraloğlu’nun teklifi üzerine 1960 yılında, Pangaltı Tiyatrosu’nda sahnelenen “Evlilik Dolabı” oyunuyla; sinemaya ise 1965 yapımı “Bitmeyen Korku” filmiyle başladı. Genelde kötü kadınları canlandırdı. Aralarında “Çalıkuşu” (1966), “Kafkas Kartalı” (1968), “Nilgün” (1968), “Vesikalı Yarim” (1968), “Akma Tuna/Estergon Kalesi” (1972) yapımlarının bulunduğu 20’ye yakın filmde seslendirme yaptı. 

Bir süre İpek Film Stüdyosu’nda dublaj yaparak Sophia Loren, Ava Gardner ve Cahide Sonku’yu seslendirdi. Yaşar Kemal ve Kâmran Yüce’nin girişimleriyle ilk filmini 1966 yılında “Ölüm Tarlası” adıyla gerçekleştirdi.

1967 yılında müziğe başladı; nota, solfej çalıştı ve şan eğitimi aldı.

Yayımladığı “İpek Çoraplar” adlı kitapta mankenlik, oyunculuk ve müzik dünyası üzerine anılarını anlattı.

16 tane 45’lik, 12 tane de albüm çıkardı. 1972 yapımı “Çile” filmindeki şarkıları seslendirdi.

1970 yılında 7. Antalya Film Şenliği’nde, “Kalbimin Efendisi” filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldı.

30’un üstünde film ve dizide oynadı. Bazıları şunlardır:

Fatih’in Fedaisi (1966)

Tarkan (1969)

Sezercik Yavrum Benim (1972)

Sezercik Aslan Parçası (1972)

Aşk ve Gurur (televizyon dizisi, 1995)

Beyaz Melek (2007)

Hayat Devam Ediyor (televizyon dizisi, 2011)

Altındağlı (televizyon dizisi, 2013)

 

Lale Belkıs: “Gerçek hayatta çok yufkadır yüreğim. Mesela ‘Sezercik’te ufaklığa tokat atmam gerekiyordu. ‘Asla olmaz.’ dedim. Rahmetli Ayhan Işık, ‘Lale Hanımcığım, merak etmeyin, tam elinizi kaldırdığınızda tutacağım.’ dedi de öyle çektik. ‘Yeşilçam’ın kötü kadını’ olarak anılmayı da hiç sevmedim. 

‘Feride’ diye bir filmim vardır. Harbiye’de bir sinemada oynuyor zamanında, rahmetli anneciğim de orada. Bir kadın, “Ay bu kadını Allah kahretsin!” diyor. Annem de üzülüyor, ‘Sen biliyor musun onun ne kadar iyi kalpli olduğunu?’ diyor kadına.”