Tayfun

Tayfun Erdem, ’Sessiz bir Kelebeğin Rüyaları ve Dansları’ adlı albümündeki tüm besteleri 14 yıldır tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan sevgilisi Margit için yaptı

Aşk müziğe çok benzeyen bir şey... Bu ikisinin de üzerine öyle pek fazla konuşmaya gelmiyor. Sadece yaşamak lazım. Ama dolu dolu ve de gerekirse kemiklerinin en dibine, iliklerinin son hücresine kadar... Sonra bırak, her şey, yaşayabileceğin ne varsa vücudunun tüm hücrelerine girip, çıkıp, seni de zangır zangır titrettikten sonra, sular seller gibi üzerinden aksın ve gitsin. İşte bundan sonra, emin olabilirsin ki, aşk ve müzik üzerine bilmen gereken ne varsa, hepsini öğrenmişsindir’... Tayfun Erdem öğrendiklerini ’Sessiz bir Kelebeğin Rüyaları ve Dansları’’ adlı albümüne koyarak dinleyenleri gündelik hayatın sıradanlığından uzaklara savuruyor. Melodilerle aşka, hüzüne ve coşkuya yaklaşan dinleyici, yaşamla ölüm arasında gülümsüyor. Albümün ithaf edilen kadını Margit gibi: Müzisyenin ağır bir hastalık nedeniyle tüm vücudu felç olan ama 14 yıldır yaşama bağlılığını kaybetmeyen ve hep gülümseyen sevgilisi Margit...

TÜM İYİ ŞEYLER MARGİT’E AİT

Tayfun albümünü sevgilisine adamış: ’Bu albümdeki her şey -tabii ki sadece iyi olan şeylerden bahsediyorum, kötü olanlar bana aittir- 1982’den beri, verebileceği her şeyi bana veren ama benim ise, bugün kendisine ancak bu albümü sunabildiğim melekler güzeli Margit’e aittir’’. Şarkı adları bile hep o kırılgan sevgiliye: ’Margit Napoli Körfezi’nde Dans Ederken’’, ’Margit’in Kirpikleri’’... Albümün dramatik kurgusu şarkılara ölümü ve yaşamı caz ve popla yansıtmış. Müzisyenin yaşadığı hüzün, yaşamı bırakmayan sevgilisinin gücüyle her notada biraz daha derinleşirken, Yunanlı şair Kavafis’in yazdığı gibi, melodi insanı eşi benzeri bulunmaz, sonsuz yolculuklara uğurluyor. Tayfun da soruyor zaten: ’Zaten iyi bir aşktan ve iyi bir müzikten daha fazla ne bekleyebiliriz ki?’

Cemal Reşit Rey’in öğrencisi

Tayfun Erdem, İstanbul’da büyüdü. Cemal Reşit Rey’in öğrencisi oldu, piyano, armoni ve bestecilik dersleri aldı. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nin ekonomi bölümünü bitirdi. 1982’den beri besteci ve piyanist olarak Berlin’de yaşayan müzisyenin ilk albümü, Yaşar Kemal’in ’’Ağrı Dağı Efsanesi’’ romanı üzerine orkestra için yazıp bestelediği eserinden oluşan ’’Ararat- The Border Crossing’’. Oktay Temiz (davul) ve Süleyman Erguner (ney) gibi sanatçıların da katılımıyla Türkiye’de de yayımlanan bu albümün alt başlığı ’’Caz ve Destan’’dı. Sanatçı 1995’te yaptığı ’’Demir, Kömür ve Şeker’’ adlı konsept çalışmasından sonra yine Kalan Müzik etiketiyle yayımlanan üçüncü albümü ’’Sessiz bir Kelebeğin Rüyaları ve Dansları’’nda Avrupa’nın önemli kontrbas virtüözlerinden Renaud Garcia Fons da beş telli, özel yapılmış sazıyla bu çalışmada yer aldı.