Süleyman Bin Abdülmelik

Süleyman Bin Abdülmelik

Abdülmelik b. Mervan’ın ikinci oğlu olan Süleyman b. Abdülmelik, 675 yılında Medine’de doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarını Bâdiye’de dayılarının yanında geçirdi. Daha sonra Şam’da kardeşleri Velîd ve Mesleme ile birlikte özel hocaların gözetiminde yetişti. Hocalarından Kur’an okumanın yanı sıra, hitabet ve şiir konusunda da ders gördü. Yaşamındaki ilk önemli yöneticilik görevi 701 yılında yaptığı hac emirliği oldu. 704 yılında halife Abdülmelik b. Mervan tarafından ağabeyi Velîd’in ardından ikinci veliaht tayin edildi. Abisi Velid b. Abdülmelik’in halifeliği döneminde Kudüs valisi oldu. Bu sırada Kudüs’e 45 km. uzaklıktaki Remle şehrini kurdurdu ve valilik merkezini bu şehre taşıdı. Horasan Valiliğinden azledildikten sonra kendisine sığınan Yezid b. Mühelleb’i himaye etmesinden dolayı Irak Genel Valisi Haccac ile arası bozuldu. Yezid b. Mühelleb’i her şartta koruması nedeniyle abisi halife Velid b. Abdülmelik ile ihtilafa düştü. Süleyman b. Abdülmelik’in abisi ile arası veliahtlık çekişmesi nedeniyle açıldı. Velid b. Abdülmelik, Süleyman’ın yerine Medine Valisi Ömer b. Abdülaziz’i veliaht atamak istedi. Ancak Süleyman hakkından feragat etmeyince devlet içinde kriz çıktı. Çıkan krizde Irak Genel Valisi Haccac ve Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim halife Velid b. Abdülmelik’in yanında yer aldı. Bu durum aralarında derin husumete neden oldu. Velid, Süleyman’ı yola getirmek için sefer hazırlığına başladığı sırada hayatını kaybettiği için halifelik makamı zorunlu olarak Süleyman’a kaldı. Süleyman 715 yılının Mart ayında halife olunca halktan biatı Remle’de aldı. Göreve geldiğinde yaptığı ilk icraat Haccâc tarafından hapse atılan çok sayıda mahkûmu af ile salıvermek oldu. Ayrıca sürgünlerin yaşadıkları yerlere dönmesine izin verdi. Esirleri serbest bıraktığı gibi, namaz vakitlerinde yapılan oynamaları da kaldırdı. Bu nedenle Süleyman b. Abdülmelik’e iyiliklerin kapısını açan anlamında “miftâhu’l-hayr” denilmiştir. Evlatların kardeşlerden daha çok sevildiğinin göstergelerinden biri halifeler arasındaki veliahtlık çekişmesinden de anlaşılmaktadır. Süleyman b. Abdülmelik de yerini oğlu Eyyüb’e bırakmak için veliaht tayin etti. Ancak oğlu Eyyûb kendisinden önce ölünce, yerine İstanbul’un fethine gönderdiği orduda komatanlık görevi verdiği ikinci oğlu Dâvûd’u veliaht tayin etmek istedi. Ancak yakalandığı ağır hastalık nedeniyle bu konuda karar verme yetkisini danışmanı Recâ b. Hayve’ye bıraktı. Onun döneminde fıkıh uleması devletten büyük itibar gördü. Recâ b. Hayve bunlardan biri idi. Süleyman b. Abdülmelik’in, Reca b. Hayve’nin her konudaki görüşüne itibar ederdi. Nitekim amcazadesi ve eniştesi Ömer b. Abdülaziz’i de onun tavsiyesi üzerine veliaht tayin etti. Süleyman b. Abdülmelik’e miftahul hayr denilmesinin bir nedeni de Ömer b. Abdülaziz gibi dindar bir kişiyi veliaht tayin etmesi oldu. 

Devlet Yöneticilerinin Tamamını Değiştirdi 

Süleyman b. Abdülmelik’in yaptığı bir diğer uygulama ise, Velid b. Abdülmelik döneminde büyük fetihlere imza atan vali ve komutanları görevden almak olmuştur. Görevden aldıklarının yerine atadığı kişiler de genellikle o kişilerin düşmanları oldu. Irak Genel Valisi Haccâc’ı, onun görevden aldığı Yezid b. Mühelleb’i getirerek cezalandırdı. Aynı şekilde Maveraünnehir’in fethinde büyük rol üstlenen Kuteybe b. Müslim de, Süleyman b. Abdülmelik döneminin asi komutanı oldu. Sind bölgesinin fethine imza atan Temimliler, Ağustos 715’te Kuteybe’yi ortadan kaldırdılar. Sind bölgesini fetheden Muhammed b. El Kasım da bu cezalandırmadan kurtulamadı. Aynı şekilde Emevi egemenliğini Fas ve İspanya’ya kadar yayan Musa b. Nuşeyr de büyük cezadan büyük paralar ödeyerek ve Ömer b. Abdülaziz’in tavassutu ile kurtuldu. Böylece onları düşmanları eliyle cezalandırdı. Ancak aynı zamanda Araplar arasında kabile asabiyetini canlandırdı. Bu durum kabile çekişmelerinin fitilini ateşlemiş oldu. Bu nedenle Süleyman bin Abdülmelik dönemi Emevi Devletinin çöküşünün başlangıcı sayılmıştır. Kendisinden önceki vali ve komutanları cezalandırmasına karşılık, Süleyman b. Abdülmelik döneminde de Emevi Devleti genişlemeye devam etmiştir. Onun hayali İstanbul’u fethetmek idi. Bu amaçla Bizans sınırına yakınlığı dolayısıyla askeri üs haline getirdiği Halep’te büyük bir hazırlık başlattı. Burada oluşturduğu 100 bin kişilik ordunun başına kardeşi Mesleme’yi geçirerek 715 yılının Eylül ayında büyük bir sefer başlattı. İstanbul’un fethini Dabık’tayken haber almak için bekleyeceğini söyleyen Süleyman b. Abdülmelik, bu dileğini gerçekleştiremeden 24 Eylül 717’de Dabık’ta vefat etti. Cuma ve Bayram namazlarında halk arasına çıktığında mağrur olduğu söylenen Süleyman b. Abdülmelik’in nakışlı ve süslü elbiseler giymeyi sevdiği kaydedilmiştir. Nakışa düşkünlüğünü kefeninin de nakışlı olmasını istemesiyle somutlaştırmıştır. Nakışlı kıyafet onda öyle bir saplantıya dönüşmüştür ki, döneminde nakışlı kıyafet giymeyen görevlileri huzuruna kabul etmediği nakledilmiştir. Kudüs valiliği sırasında kurdurduğu Remle şehrinin yanı sıra, şehrin sularını da 12 kilometre uzaktaki Ebûfutrus nehrinden kanallarla getirmiştir. Ayrıca şehirlerin su ihtiyacını karşılamak için çok sayıda kuyu açtırmıştır. Nil Nehrinin akışına düzen vermek ve taşkınları önlemek için de 715 yılında Nil’e el-Mikyâsü’l-Kebîr’i yaptırmıştır. Aynı şekilde Halep’teki Ulu Camii’nin inşaatı da onun döneminde tamamlanmıştır. 

Kaynak: Emeviler ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2016.