Sezai Karakoç

Sezai Karakoç

     Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. Asıl adı Muhammed Sezai’dir. Ancak nüfus kayıtlarına geçerken bir karışıklık sonucunda ağabeyinin ismi olan Ahmet, Sezai isminin başına eklenmiş ve kayıtlara Ahmet Sezai olarak geçmiştir. Babası, üç erkek kardeşin en küçüğü olan Yasin Efendi orta hâlli bir tüccar, annesi Emine Hanım ise nüfus memuru Ahmet Efendi’nin kızıdır. Leventoğulları, ailenin bugün de devam eden lakabıdır. Soyadı kanunun çıktığı dönemde aile bu soyadını almak istemiş ancak nüfus memurunun itirazıyla kendilerine verilen listeden Karakoç soyadını seçmişlerdir. Sezai Karakoç dedelerinin de bölgede tanınan ve etkin kişiler olduklarını, babasının babası Hüseyin Efendi’nin Plevne Savaşı’na katıldığını ve Gazi Osman Paşa’nın da takdirini kazanmış bir insan olduğunu söylemektedir. Karakoç, iki dedesini de görmediğinden dedelerinin genç yaşta vefatlarına şiirlerinde üzüntüyle yer vermektedir. “Genç ölmüştür dedelerim/ İlgim yok benim bu erken ağarmış saçla.”

    Karakoç’un çocukluk dönemi, babasının işi nedeniyle Ergani, Maden ve Piran’da geçti. Ergani ilçesinde üç ay boyunca ilkokul öncesi ihtiyat sınıfına gitti. 6 yaşında ilkokula başladı. 1944 yılında Ergani’deki ilkokuldan mezun oldu. Eğitimine Kahramanmaraş Ortaokulunda devam etti ve buradan 1947 yılında mezun oldu. Lise eğitimine Gaziantep’te parasız yatılı olarak devam etti. 1950 yılında Gaziantep Lisesinden mezun oldu. Aynı yıl felsefe okumak üzere İstanbul’a gitti. Babası Yasin Bey, kendisinin İlahiyat Fakültesinde okumasını istemekteydi. Bu sırada parasız yatılı bölümü de bulunan Ankara’da Siyasal Bilgiler (Mülkiye Mektebi) Fakültesi sınavlarına girdi ve kazandı. Yüksek öğrenimine burada başladı.  Karakoç, bir yıl uzatmayla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1955 yılında mezun oldu. Fakülteyi bitirdikten sonra asistan olmak niyetindeydi ancak maddi kazanç sağlayarak ailesinin geçindirebilmek için bu düşünceden vazgeçti. 1955 yılında zorunlu hizmeti sebebi ile Maliye Bakanlığı’nda görev aldı. Bu süre zarfında 3 Şubat 1959 yılında İstanbul’da gelirler kontrolü görevini ifa etti. Görevi gereği gittiği yerler vasıtasıyla Anadolu’yu gezme ve tanıma imkânına sahip olan Karakoç bu yıllarda askerlik hizmetini yedek subay olarak Ağrı’da tamamladı.

    Askerlik görevini ifa ettikten sonra eski görevine devam eden Karakoç, 1965 yılında görevinden istifa etti. Bir süre gazete ve dergilerde yazarlık yaparak geçimini sürdürdü. 1971 yılında ise arkadaşlarının ısrarlarıyla yeniden bakanlıktaki görevine döndü ve burada Gelirler Genel Müdürlüğü İdari Davalar Müşavirliği görevini üstlenerek 1973 yılında tekrar ve geri dönmemek üzere istifa etti. Sonrasında günümüze kadar hiçbir kamu görevinde bulunmadı.

    Lise son sınıfta yani 17 yaşında kendisini denemek için Mehmet Leventoğlu mahlasıyla Büyük Doğu’ya bir şiir gönderdiği ve bu şiirin dergiye gönderilmiş üç yüz şiir arasından seçilerek yayınlandığını söyleyen Karakoç; “Yayınlanmış ilk şiirim budur. Sonraları kitaplarıma alacak güçte bulamadım onu.” demiştir. Büyük Doğu’nun 17 Şubat 1950 tarihli sayısının “köşeniz” kısmında yayınlanan bu şiirinin adı “Sabır”dır.

    Sezai Karakoç, Hatıralar’ında “Şiir zaman zaman beni yoklayan bir heves gibiydi. Kendimi ona verdiğim söylenemezdi. Okumam, hasbiydi. Yani şiir ya da bir şeyler yazmak için okumuyordum. Ruhî ihtiyacımdı okumamın tek sebebi.” diyerek aslında şiirlerini yayınlamayı düşünmediğini ancak Büyük Doğu’nun davalarının dergisi olduğunu, bu dergiye de sanat ve şiire az yer vermesi sebebiyle kendisini o zamanlar için buraya da layık görmediğini söylemektedir.

    Sezai Karakoç’un Hisar Dergisinde de üç şiiri yayınlanmıştır. Bu şiirler Rüzgâr, İşaret ve Mona Roza isimli şiirleridir. Mona Roza’nın birinci kısmı yayınlanmıştır ve bu şiiri Karakoç’un kendisi değil bir arkadaşı dergiye göndermiştir. İşaret ise dört mısradan müteşekkil küçük bir şiirdir. Rüzgâr’ı ise kendi göndermiş ve bundan sonra Hisar’ın o dönemde Ankara’da çıkan sağcı bir edebiyat dergisi olduğunu ancak fikir olarak onlarla uyuşabilmesinin mümkün olmadığını söyleyerek Hisar’a bir daha şiir göndermemiştir.

    1950-1963 yılları arasında Büyük Doğu Dergisinde yayınlanan Sezai Karakoç yazıları 1963 yılından sonra Yeni İstanbul, Babıâli, Sabah ve Milli Gazete’de yayınlanmaya başladı. Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’dan ayrılması, derginin kapanması sırasında Karakoç, şiirlerini ve yazılarını yayınlayacak bir mecra bulmakta güçlük yaşmaktadır ve diğer mecraları hem ruhen hem sanat bakımından hem de fikirce kendisine uzak bulmaktadır. Bu yıllarda Diriliş Dergisini çıkarmaya başlayan Sezai Karakoç gerek dergide gerek yayınladığı diğer matbu eserlerde İslam medeniyetinin yeniden dirilişini ön plana çıkardı. 1974 yılından sonra Diriliş Dergisi dışında hiçbir yerde yazı kaleme almayan Karakoç için Diriliş’in günlük gazete tipinde çıkmasıyla birlikte çok çaba gösterdi ve dergiye her gün en az bir, bazen üç, dört yazı yetiştirdi.  Bir edebiyat ve sanat dergisi olmanın ötesine geçmiş İslam düşüncesi ve siyasetinin yeni yüzle şekillendiği bir yayın hâline gelmiştir.

     Diriliş Dergisinde Doğu ve Batı klasiklerinin yanı sıra çağdaş şairlerin ve yazarların eserlerine de yer verdi. Karakoç, edebiyatta ve fikir hayatında “diriliş” akımıyla âdeta bütünleşti. Diriliş düşüncesinin temel esasına ideal bir gençlik tasavvuru oluşturmaktaydı. Şiir kitaplarının yanı sıra hikâyeler ve piyesler de yazdı. Tüm şiirlerini Gün Doğmadan adlı kitabında topladı.

    Karakoç, eserlerini kendine ait bir yayınevi olan Diriliş Yayınlarından başka bir yayınevinde yayınlamadı. 1960 yılında yayın hayatına başlayan ve 5 Şubat 1992’ye kadar basımı devam eden Diriliş Dergisi bazen dergi bazen gazete olarak Türk basın ve edebiyat tarihinde önemli bir konuma sahip olmuştur. Böylelikle Karakoç, günümüze kadar son otuz yılı Dirilişi ve kendi eserlerini yayımlamakla geçirdi.

    Sezai Karakoç, edebiyata olan ilgisinin yanında, siyasetle de aktif olarak ilgilendi. Karakoç, 26 Mart 1990’da Diriliş Partisi’ni kurdu. Diriliş Partisi’ni, Karakoç’un diriliş düşüncesinin bir sonucuydu.  Diriliş Partisi siyasetten başlamak suretiyle, hemen her alanda yeniliğe ve düzene ihtiyaç bulunduğunu gündeme getirdi. Siyasetin çarpıklıklarından kurtularak, arınması gerektiğini vurguladı. Mitinglerde yapmış olduğu konuşmalarında ve demeçlerinde modern bir bakış açısı gündeme getirdi. Meydan konuşmalarını siyasi bir arenadan çok bir konferans şeklinde gerçekleştirdi. Belli bir konu tespit edilip enine boyuna incelendi. 1997 yılında Diriliş Partisi, Siyasi Partiler Kanunu’nda “Türkiye’deki toplam il sayısının yarısında şubelerini açmak ve iki genel seçime üst üste katılmak” şartını yerine getirmediğinden dolayı kapatıldı. 2007 yılında bugün de hâlihazırda devam etmekte olan Yüce Diriliş Partisi’ni kurdu.

     Karakoç, MTTB Hizmet Armağanı (1968), Gümüş Hürriyet Madalyası (1970), Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü (1982), Üstün Hizmet Ödülü (1988) gibi çeşitli ödüllere layık görülmüştür. 1991 yılında ise XII. Dünya Şairler Kongresi’nde “World Academy of Art an Culture Ödülü”ne layık görülmüştür. 2006’da Kültür Bakanlığı özel ödülü ile ödüllendirilen Karakoç, ödül parasının kültür-sanat giderlerine harcanmasını istedi. Karakoç, 2011’de Cumhurbaşkanlığı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri” kapsamında edebiyat alanında ödüllendirilirken 2012 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından kendisine ödül verildi.

    Kitap formatında elli altı eseri bulunan Karakoç, unutulmaz dizelerin şairi oldu. Diriliş nesline ve okurlarına sayısız mısra ve sayısız satır bırakmış olan Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

ESERLERİ

Şiir

Şiirler I Hızırla Kırk Saat

Şiirler II Taha’nın Kitabı / Gül Muştusu

Şiirler III Körfez / Şahdamar / Sesler

Şiirler IV Zamana Adanmış Sözler

Şiirler V Ayinler

Şiirler VI Leyla İle Mecnun

Şiirler VII Ateş Dansı

Şiirler VIII Alınyazısı Saati

Şiirler IX Monna Rosa,

Hikâye

Hikâyeler I Meydan Ortaya Çıktığında

Hikâyeler II Portreler

Piyes

Piyesler I

Armağan

Çeviri Şiir

Batı Şiirlerinden

İslâmın Şiir Anıtlarından

Düşünce

Ruhun Dirilişi

Kıyamet Aşısı

Çağ Ve İlham I

Çağ Ve İlham II

Çağ Ve İlham III

Çağ Ve İlham IV

İnsanlığın Dirilişi

Yitik Cennet

Makamda

Gündönümü

Diriliş Muştusu

İslâm

Diriliş Neslinin Amentüsü

İslâm Düşünceler I

Düşünceler II

Diriliş Çerçevesinde

Fizikötesi Açısından Ufuklar Ve Daha Ötesi I

Fizikötesi Açısından Ufuklar Ve Daha Ötesi II

Yapı Taşları Ve Kaderimizin Çağrısı I

Yapı Taşları Ve Kaderimizin Çağrısı II

Varolma Savaşı

Çağdaş Batı Düşüncesinden

Unutuş ve Hatırlayış

Deneme

Edebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir

Edebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı

Edebiyat Yazıları III Eğik Ehramlar

İnceleme

Yunus Emre

Mehmet Akif

Mevlana

Günlük Yazılar

Farklar

Sütun I-II

Sûr

12

Gün Saati

Röportaj

Tarihin Yol Ağzında

Toplumunun Ekonomik Strüktürü

KAYNAK

Betül Sezer Öztemiz,” Sezai Karakoç’un Din Ve Toplum Anlayışı”, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale, 2019.

İrfan Karadeniz, Sezai Karakoç’ta Toplum, Millet Ve Devlet Kavramları”, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Rize, 2017.

Turan Karataş, “ Sezai Karakoç (Hayat-Sanat-Tenkit)” Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, Erzurum, 1994.