Seha Okuş

İstanbul’da doğdu. İlk ve orta Öğrenimini İstanbul’da tamamladı, Küçük yaşlarından itibaren başladığı müzik eğitimini daha da geliştirmek İçin İstanbul Belediye Konservatuarı’nın Türk Müziği Bölümü’ne girdi. O yıllarda konservatuarın en seçkin hocaları olan Münir Nurettin Selçuk, Şefik Gümeriç, Emin Ongan, Halil Bedi Yönetken, Nevzat Atlığ, Mefharet Yıldırım’dan dersler aldı. 1958 yılında bu okuldan mezun oldu. Seha Okuş İstanbul Radyosu’nda veya Konservatuarın İcra Heyetinde ses sanatçısı olmak istiyordu. Ancak kadrosuzluk nedeniyle bu iki kurumda da sanatını icra edecek ortam bulamadı.

Bu sırada, konservatuarın klasik batı müziği bölümü korosunun "Soprano" kadrolarından birinde açık vardır. Arkadaşlarının ve hocalarının teşvikiyle bu görevi kabul eder; iki buçuk yıl bu kadroda görev yapar. O yıllarda konservatuarın batı müziği korosunun, İstanbul Operası Korosu ile birleştirilmesi gündeme gelir. Seha Okuş, Opera - Şan bölümü mezunu olmadığından bu göreve devam etmek için tereddütlüdür. Koronun Şefi Muhittin Sadak ve yardımcısı Şerif Yüzbaşıoğlu. Okuş’u çok başarılı bulmalarına ve görevine devam etmesini istemelerine rağmen, Okuş, konservatuarın halk müziği topluluğuna naklini yaptırır (1961). Aslında ilk başlarda bu durumdan çok memnun olmamıştır. Çünkü gönlü "Klasik Türk Müziği" icracılığındadır. Ancak zamanla halk müziği uygulamalarına alışır, halk müziğini sever, hatta öylesine büyük bir tutku ile bağlanır ki yaşamının kalan kesiminde halk müziğinden kopamaz, Seha Okuş’a göre "halk müziğinde kutsal bir yön vardır", işin içine girmeden, özümsemeden bunu anlamak imkansızdır. Bu görüşünü meslek yaşamı boyunca pek çok yerde tekrarladığı şu cümle ile tanımlar: "Halk müziğimiz halkın özüdür, ondaki toprak kokusunun piyasadaki türkücülerin icrasından alınması asla mümkün olamaz".

Okuş’un Türk Halk Müziği’ni sevmesine, ona gönül vermesine katkıda bulunmuş bir folklorcumuzu burada anmadan geçemiyeceğiz. O dönemde Belediye Konservatuarının halk müziği şefi olan Sadi Yaver Ataman, radyodaki oluşumun (Yurttan Sesler/ Koral Çalgısal Topluluk) bir benzerini konservatuar bünyesinde oluşturmuş ve yetenekli gençleri burada değerlendirmiştir, işte kentli bir bayan olan Seha Okuş’un halk müziğine bu denli ilgi duymasına, Sadi Yaver Ataman’ın büyük katkıları olmuştur.

Seha Okuş’un İcra heyetine (THM Topluluğu) girdiği tarihten yaklaşık iki yıl sonra istanbul Radyosu’nda "Kadınlar Topluluğu" adı ile bir topluluk oiuşturulmasına karar vermişti, Önceleri radyonun içinden eleman alınması düşünüldü ise de, yeterli eleman sayısına bu yolla ulaşılamadı. Topluluğun şefi olan Neriman Tüfekçi, kadroyu geliştirmek için, sesi halk müziğine yatkın, nota bilen bayan sanatçılar aramaktaydı... Daha önceleri Nida Tüfekçi ile Seha Okuş bir vesile ile tanışmış olduğundan, bu arayış sırasında ’Nida Tüfekçi Okuş’u Kadınlar Korosu için önerdi. Okuş girdiği sınavı kazanarak radyonun elemanları arasına katıldı. Seha Okuş bu toplulukta 4 yıl korist olarak çalıştı. Hemen ardından solistliği onaylandı. Kısa bir süre sonra Ahmet Yamacı’nın Yurttan Sesler Topluluğu’na katıldı. Bu dönemde halk müziğine ilişkin bilgi ve görgüsünü artırmak için Neriman ve Nida Tüfekçi çiftinden çok yararlandı. Halk müziğinin "inceliklerini" ve "derinliklerini" bu hocalardan öğrendi. Bu bağlamda Seha Okuş’u "Neriman Tüfekçi Ekolü"ndeki ilk kuşak sanatçılarından saymak yanlış olmaz. 8u hocalara duyduğu sevgi ve saygı Okuş’un sanat yaşamının tüm kesitlerinde belirleyici rol oynamıştır.

Seha Okuş asıl kadrosunun bulunduğu Konservatuarın yanısıra radyoda da mukaveleli sanatçı otarak 35 yıl görev yaptı.

Okuş, Konservatuar’ın THM Topluluğu Şefi S. Yaver Ataman’ın emekliliğinden sonra yerine getirilen oğlu Adnan Ataman’la da yıllarca süren başarılı çatışmalara imza attı, O dönemde topluluğun tek konservatuar mezunu bayan sanatçısı Seha Okuş’tu.

Okuş, Adnan Ataman’ın da teşvikiyle topluluğun kadınlar kısminin öğretmentiğine getirildi. Bir süre bu gÖrevini sürdürdü. 1976 yılında İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na repertuar dersi hocası otarak atandı,

Fiili görevine başlayamadan kısa bir süre sonra ailevi ve sağlık sebeplerinden ötürü bu görevinden ayrıldı. Eski kurumuna geri döndü ve sanatçılık görevine devam etti. Okuş’a göre artık Belediye Konservatuarı’ndaki görevinden emekli olma zamanı gelmişti. Ancak yakın arkadaşları ve dostları (Muazzan Sepetçioğlu, İsmail Hakkı Özkan, Süheyla Altmışdört) O’nun bu fikrine karşı daha başka bir fikir üretmişterdi. Türk Müziği Bölümü’nün halk müziği repertuarı hocalığını teklif ettiler. Okuş, bu görevi severek kabul etti. Böylece konservatuardaki icracılığı sona erdi; öğretmenlik görevi ise başlamış oldu. Bu görevini hala sürdürmektedir. Seha Okuş kendisini halk müziği icracılığının ardından repertuar öğretmenliği kulvarında da kabul ettirmiş bir sanatçıdır. Aradan geçen zaman içinde iyiden iyiye ısındığı repertuar hocalığını sürdürebileceği bir başka ortam oluşur. Yeğeni Müjdat Gezen binbir güçlükle kurduğu "Müjdat Gezen Sanat Merkezi"nin Halk Müziği Bölümü’nün başına halasını getirmek ister. Seha Okuş yeğeninin ısrarlı teklifini kabul eder... 1990 yılından itibaren bu kurumun Halk Müziği Bölümü başkanlığının yanısıra repertuar hocalığı görevlerini sürdürmektedir.

Seha Okuş sanat hayatına başladığı ilk günden bu zamana kadar heyecanını, duygusallığını, ümidini yitirmemiş bir sanatçıdır. Azimli ve özverili çalışmaları sayesinde daima başarıya ulaşmış, fakat bu başarısını zedeleyebilecek küçük çıkarların ardından hiç bir zaman koşmamıştır.

Doldurduğu plaklar, radyoda ve konser salonlarında seslendirdiği türküler, Okuş’u popüler bir sanatçı yapmamıştır belki, ancak, Seha Okuş mesleğine aşık bir ses sanatçısı ve öğrencilerine sevgi iie yaklaşan başarılı bir öğretmen olarak müzik tarihinin saygın simaları arasında yerini çoktan almıştır.