Sami Yetik

1878 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Asmaaltı tüccarlarından Hacı Raşit Efendi’dir. İlkokulu Şehzadebaşı’nda, ortaokulu Çiçek Pazarıştiyesinde, Liseyi ise Kuleli Askerî Lisesinde tamamladı. Kuleli Askerî Lisesinde resim öğretmeni Osman Nuri Paşa’ydı. Kuleli’den sonra Harbiye’ye devam etti. Harbiye’deki resim öğretmeni ise Hoca Ali Rıza’ydı. Hoca Ali Rıza’dan çok etkiledi, resme karşı ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Bu ilgiyi, sanatçının aşağıdaki şu sözlerinden anlamaktayız: “Çemberlitaş’ta Osman Bey matbaasının altındaki dükkânlardan birinde o zamanlar Necip Bey adında bir ihtiyarın güzel, zengin bir kırtasiye matbaası vardı. Bir gün camekânda A. Rıza imzalı bir resim görmüştüm. Bu küçücük altı numaralı tuval üzerine yapılmış bir peyzajdı. Boğaziçi’nin mavi sularını aşı boyalı bir Türk köşkünün asırlar görmüş çamlar altında sakin ve rahat bir şiiriydi. Yaz sabahının ışıktan öpüşleriyle uyanan tabiatın bütün renkleri bu tabloda görülüyor ve okunuyordu. A. Rıza imzası, Hoca Ali za’dan başkası değildi. Bu eserini ruhumun aradığı manevi bir servet olarak tanımıştım. Her gün okula giderken tavaf etmeden gitmek ve akşamları evime dönerken onu özlemiş olarak doya doya seyretmeden geçmek benim için mümkün değildi. Kaç kere bu resim yüzünden derse yetişmemiş ceza görmüştüm.”

Harbiye’yi bitirdikten bir yıl sonra 1899 yılında sınavla Eyüp Baytar Mektebine resim öğretmeni olarak atandı. Resim bilgisini arttırmak isteyen sanatçı 1900 yılında Sanay-i Nefise Mektebine kaydoldu ve 1906 yılında okulu bitirdi. Okulu bitirdikten sonra dört yıl süreyle Harbiye Kuleli Askerî Lisesi ve Kocamustafapaşa Askerî Okulunda resim öğretmenliği yaptı.  1910 yılında Serasker Mahmut Paşa tarafından Paris’e resim itimine gönderildi, burada Academie Julian ve Ecole Pigie’ye devam etti. Academie Julian’da atölye hocası, Jean Paul Laurens’ti. 1912 lında yurda döndükten sonra Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarına katıldı. Savaş sonranda Kuleli ve Maltepe Askerî Liselerinde resim öğretmenliği yaptı.

Şişli'de kurduğu bir atölyede daha çok büyük boy savaş resimleri yaparak Viyana ve Berlin'de Osmanlı Muharebe Resimleri sergisi planlandı. Kısa sürede hazırlanan eserler Viyana'ya götürüldü. 1918 yılında Viyana Üniversitesi salonlarında sergi açıldı. Türk ve yabancı protokolün açılışa katıldığı sergi Türkiye sanat çevrelerinde duyuruldu. Dönemin gazete ve magazin dergilerinde yer aldı.

1940 yılında “Ressamlarımız I” adlı kitabını hazırladı. Sanatçının ölümü nedeniyle kitabın ikinci cildi basılamadı. Sanatçı uzun süre cephede kalması nedeniyle uzun yıllar askerlik ve kahramanlıkla ilgili resimler yaptı. Yaşamının son yıllarında natürmorta ve portreye yöneldi.

Askerî konularda olduğu kadar peyzaj, natürmort ve portrelerinde de başarılı oldu. 1933 yılına kadar resim öğretmenliğinin yanı sıra, Türk ordusuna subay olarak hizmet vererek emekli oldu.

1945 yılında vefat etti.