Nazım Hikmet

Nazım Hikmet

(20 Kasım 1901 - 3 Haziran 1963): Şair. Selanik’te doğdu. Ressam Celile Hanım ile Hariciye memurlarından Hikmet Nâzım’ın oğludur. Önce Galatasaray Sultanîsine girdi, sonra Nişantaşı Sultanîsinde okudu (1917). Bahriye Mektebini bitirdi (1919). Hamidiye Kruvazörüne stajyer güverte subayı olarak tayin edildi. Zatülcenpe yakalanınca sağlık kurulu kararıyla askerlikten çıkarıldı (1920). Arkadaşı Vâlâ Nurettin’le Ocak 1921’de Millî Mücadeleye katılmak için Ankara’ya geçti. İkisi de öğretmen olarak Bolu’ya gönderildiler. Komünistlik merakıyla Batum üzerinden Moskova’ya geçtiler. Moskova’da Komünist Üniversitesinde (KTUV) okudular.

1924’te gizlice yurda döndü. Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın yayın organı Orak-Çekiç’te ve Aydınlık dergisinde çalışmaya başladı. 1 Ocak 1925’te Dr. Şefik Hüsnü (Deymer)’nün evinde yapılan Türkiye Komünist Partisi (TKP) toplantısında bu gizli partinin merkez komitesi üyeliğine seçildi. Komünistler tutuklanmaya başlayınca Haziran 1925’te tekrar Moskova’ya kaçtı. 1928’de cumhuriyetin beşinci yılında ilân edilen aftan faydalanmak için döndü; bir süre tutuklandıktan sonra serbest bırakıldı. Zekeriya Sertel’in çıkardığı Resimli Ay dergisinde, takma adlarla Hür Adam, Halk Dostu, Yeni Gün, Akşam, Tan gazetelerinde yazdı. Film stüdyolarında çalıştı. Komünizan faaliyetlerinden dolayı 1933 ve 1936’da iki defa daha tutuklandı. 1938’de Harp Okulu öğrencilerini isyana teşvik suçundan 28 yıl hapse mahkûm edildi; 12 yıl hapis yattı. 1950 affıyla çıktı. Hayatını tehlikede hissederek Refik Erduran’ın yardımıyla bir Romanya şilebine binerek Türkiye’den kaçtı (1951). Romanya üzerinden Rusya’ya gitti. 25 Temmuz 1951’de Bakanlar Kurlu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. SSBC’de kendisine imkân tanındı. Ev tahsis edildi. Polonya kendisini vatandaşlığa aldı ve pasaport verdi. Polonya vatandaşı olarak soyadı Borjenski’dir. Moskova’da öldü.

İlk şiiri Mehmed Nâzım imzasıyla Yeni Mecmua’da çıktı (1918). Cezaevinde bulunduğu yıllarda şiirlerini İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma adlarıyla değişik dergilerde yayınladı (1940-1950). 1920’den sonra Fütürist Rus şairi Mayakovski’yi taklit ederek komünizan dünya görüşü çerçevesinde basamak gibi dizilmiş mısralarla şiirler yazdı. Şiirlerinde yer yer ses uyumuna ve yüksek söyleyişe rastlanır. Nâzım Hikmet Türkiye’de komünist yazarların idolüdür.

Şiirleri: 835 Satır (1929), Jakond ile Si-Ya-u (1929), Varan 3 (1930), 1+1=1 (Nail V. ile birlikte, 1930), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranta Babu’ya Mektuplar (1935), Portreler (1935), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936). Ölümünden sonra basılanlar: Kurtuluş Savaşı Destanı (1965; C. Kudret tarafından Kuvâyı Milliye adıyla, 1968), Memleketimden İnsan Manzaraları (Haz. Memet Fuat, 3 cilt, Şu 1941 Yılında adıyla, 1965; 5 cilt, 1966-1967), Saat 21-22 Şiirleri (M. Fuat, 1965), Rubailer (M. Fuat, 1966), Dört Hapishaneden (M. Fuat, 1966), Yeni Şiirler (1970), Son Şiirler (1970), Tüm Eserleri (Asım Bezirci, 8 kitap, 1980). Oyunları: Kafatası (1932), Bir Ölü Evi yahut Merhumun Hanesi (1932), Sabahat (1965), Ferhat ile Şirin (1965), İnek (1965), Unutulan Adam (1966), Ocak Başında Yolcu (1966), Yusuf ile Menofis (1967, İvan İvanoviç Var mıydı? (1965). Romanları: Kan Konuşmaz (1965), İt Ürür Kervan Yürür (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1967). Masalları: Sevdalı Bulut (1968). Mektupları: Kemal Tahir’e Mapushaneden Mektuplar (1968), Oğlum, Canım Evladım, Memedim (M. Fuat’a mektuplar, 1968), Vâ-Nû’lara Mektuplar (1970), Nâzım ile Piraye (Haz. M. Fuat. Karısı Piraye Altuncu’ya mektuplar, 1976).

Şairin politik görüşleri edebiyatının önüne geçmiştir. Hayatı ve politik faaliyetleri üzerine birçok kitap yazılmıştır. En son çalışma: Mehmet Gül, Son Lenin Heykeli: Nâzım Hikmet Memleket mi? (2003).