Müstansır Billah

Müstansır Billah

Mısır’daki Memlûk Devleti himayesindeki ilk Abbasi halifesi olan Ahmet b. Muhammed Ebul-Kasım el-Esmer el-Müstansır-Billah, 35’inci Abbasi halifesi Zahir Biemrillah’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi Habeş asıllıydı. Asıl adı Ahmet’ti ve künyesi Ebul Kasım’dı. Yeğeni ve Bağdat’taki Abbasi halifelerinin sonuncusu Müsta’sım Billah tarafından bir grup arkadaşıyla beraber hapse atılmasından önceki hayatı bilinmeyen Müstansır-Billah’ın mahpusluktan kurtulması Moğol istilası sayesinde oldu. Özgürlüğüne kavuşunca bazı yakınları ile hizmetçilerini yanına alarak, Irak’ın Moğol istilasına uğramayan bölgesine gitti ve oraya yerleşti. Üç yıl boyunca burada kaldı. 1260 yılında Eyyubi ordusunun, Moğol ordusunu yenmesi ve Memlûkler’in İslam dünyasında saygın bir konuma gelmeye başlamasıyla Mısır’a gitmeye niyetlendi. Önce Şam’a geldi. Bu sırada, Memlûk Devleti’ni kuran Sultan Baybars bölgedeki görevlilerden ona saygı gösterilmesini, yardımına koşulmasını istedi; 1261 yılında da onu Kahire’ye davet etti. Bunun üzerine Ebul Kasım, büyük bir kalabalıkla Mısır’a doğru harekete geçti. Görkemli bir protokol uygulanarak 9 Haziran 1261 tarihinde Kahire’de karşılandı. Bu karşılamada halktan sevinç gösterilerinde bulunan birçok insan da vardı. Hatta bu insanlar arasında ellerinde kutsal kitapları Tevrat’la Yahudiler, İncilleriyle Hristiyanlar da bulunuyordu. Sultan Baybars, halife ilan etmek istediği Müstansır-Billah’a büyük bir ilgi gösterdi, ona Babünnasr’a kadar eşlik etti ve onu kendisinin de kaldığı Kal’atülcebel’de bir köşke yerleştirdi. 

3,5 Yıl Sonra Halifelik Yeniden Kuruldu 

37’inci Abbasi halifesi Mu’tasım Billah’ın 27 Ocak 1258 tarihinde Moğollar tarafından öldürülmesinden sonra İslam dünyasında üç yıl boyunca halifelik görevi boş kaldı. Baybars’ın Memlûk Devleti’ni kurmasıyla birlikte halifelik kurumu Kahire’de yeniden canlandırıldı. 13 Haziran 1261 tarihinde Mısır’ın bütün ileri gelenlerinin katıldığı büyük bir tören düzenlendi ve başkadının huzurunda Müstansır Billah’ın soy kütüğü okundu; böylece kendisiyle birlikte gelenlerin şahitliğiyle Abbasi Ailesi’nden olduğu belirlendikten sonra halife ilan edildi. Baybars’ın onu halife ilan ederken elde etmek istediği en önemli amaç hükümdarlığına meşruiyet kazandırmaktı. Halifelik kurumunun yeniden canlandırılmasının ardından önce Başkadı Taceddin, ardından Sultan Baybars ve Şeyhülislam İzzeddin İbn-i Abdüsselam, sonra diğer emîrler ve kadılar kendisine biat etti. Böylece Abbasi hilafeti Mısır’da yeniden tesis edilmiş oldu. Biat töreninin ardından Kahire’de bir alay düzenlendi. Baybars, bütün eyaletlere fermanlar göndererek buralardaki yöneticilere, idareleri altında bulunanlardan Müstansır-Billah adına biat alınmasını ve hutbede önce onun adının okunmasını emretti. Ayrıca Sultan Baybars, bastırdığı sikkeye halife adını kendi adıyla birlikte yazdırdı. O ana kadar bütün halifeler kendilerinden önceki halifelerin kullandıklarından başka bir lakap almasına rağmen Ebul Kasım, 36’ncı Abbasi halifesi Müstansır-Billah’ın (1226-1242) lakabını aldı. İlk hutbesini 17 Haziran 1261’de Kal’atülcebel Camii’nde okudu. Burada Sultan Baybars’a dua edip iyilik dileklerini sundu, Abbasiler’in şerefinden söz etti, sultanı cihada teşvik edici ifadeler kullandı. İki hafta sonra 4 Temmuz 1261’de de Kahire dışında kurulan saltanat otağında Müstansır-Billah, Baybars’a sultanlık giysisi ve tacı giydirdi. Müstansır, Baybars’a “Kasima Emirel Müminin” unvanını verdi. Onu, Mısır, Suriye, Diyarbakır, Hicaz, Yemen ve Fırat çevresi ile fethedeceği yeni ülkelerin sultanı ilan etti. 

Bağdat’ı Kurtarmak En Büyük Hayali Oldu 

Müstansır-Billah, halife ilan edildiğinde Bağdat Moğol işgali altındaydı. Onun en büyük hayali, Baybars’ın da desteğiyle Bağdat’ı kurtarmaktı. Bu yüzden Bağdat’ı Moğollardan kurtarmak için Baybars’ran askerî yardım talebinde bulundu. Baybars, ona her türlü askerî ve mali desteği verdi. Ardından, onu Bağdat üzerine göndermek üzere hazırlıkları başlattı. Emrine komutanlarını ve memurlarını verdi. 17 Ağustos 1261’de Kahire’den ayrılan halife ve sultan, 3 Ekim’de Şam’a ulaştılar. Ancak Sultan Baybars, Müstansır-Billah’ı Irak üzerine gönderdikten sonra yanına 300 kişilik bir süvari birliği bırakarak Kahire’ye döndü. Müstansır-Billah, Türkmen, Arap ve bedevilerden oluşan ordusuyla Ane’ye ulaştığında kendisi gibi Abbasi Ailesi’nden olan ve Halep Emîri Akkuş el-Burli tarafından Hâkim-Biemrillah lakabıyla halife ilan edilen Ebu Abbas Ahmet de 700 kişilik maiyetiyle ona katıldı. Yapılan görüşmeler sonunda Hâkim, can güvenliğinin sağlanması şartıyla Müstansır’a itaat edeceğini bildirdi. Müstansır-Billah bu olayın ardından kendisine teslim olmayı kabul eden Hadisa şehrine gitti, daha sonra Hit’e yönelerek 24 Kasım 1261 günü bu şehri ele geçirdi. Bu arada Irak’taki Moğol komutanı Karabuga, Müstansır’ın geldiğini duyunca derhâl harekete geçti. 28 Kasım 1261’de Hit şehri yakınlarında yapılan savaşta Müstansır-Billah ağır bir yenilgiye uğradı ve hayatını kaybetti. Müstansır Billah, ataları gibi bağımsız bir devletin hükümdarı olarak halifelik yapmak istediği için Memlûk Sultanlığı’nın gölgesinde kalmak istememişti. Onun bu hayali kısa sürede savaş meydanında sona erdi.

Memluklar ve Memluk Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2019.