I. Velid Bin Abdülmelik

I. Velid Bin Abdülmelik

667 yılında Medine’de doğan Velid b. Abdülmelik, gençlik yıllarını babasının yanında geçirdi. 696 yılının yaz aylarında Malatya’ya yapılan sefer ile kendini gösterdi. 697 ve 698 yıllarında da Anadolu topraklarına yapılan seferlere katıldı. Babasının onu veliaht tayin ederek halifelik görevine getirmesi gibi, o da oğulları Velid ve Süleyman’ı veliaht tayin etmiştir. Abdülmelik, babasından iç bütünlüğünü sağlamış, düşmanlarına karşı üstünlük sağlamış bir devlet devraldı. Devlet yönetimine geldiğinde babasının kurduğu idari yapıyı bozmadı. Onun yönetimde devamlılığı esas alan yaklaşımı, Emevi Devletini daha da güçlendirdi. 

Orta Asya’nın Fethine Odaklandılar 

Velid b. Abdülmelik döneminde Emeviler, Maveraünnehir bölgesinin fethine odaklandılar. Bu fetihde Abdülmelik’in en güçlü komutanı Kuteybe b. Müslim oldu. Kuteybe, Orta Asya’nın fethinde üs olarak Merv’i kullandı. Kuteybe, Orta Asya’nın fethinde şiddeti bir sindirme yolu olarak kullanmaktan çekinmedi. Türk emirlikleri arasındaki idari çekişmeleri de fetih için avantaja çeviren Kuteybe’ye karşı en ciddi direniş Buhara’nın ele geçirilişinden sonra oldu. Fazla direnişle karşılaşmadan Buhara’yı ele geçiren Emevi kuvvetleri şehirden ayrıldıktan sonra halkın isyan etmesi üzerine Kuteybe birlikleri ile dönerek büyük bir katliam yaptı. Kuteybe’nin yaptığı bu katliam Orta Asya Türk beyleri arasında ittifak kurulmasına neden oldu. Nitekim,707’de Tumuşkas ve Ramisan’ı ele geçiren Kuteybe’ye karşı, Orta Asya Türk beyleri birlikte direniş göstermişlerdir. Onların birlikte hareket etmeleri Emevi fetihlerini zorlaştırınca, Kuteybe oluşan bu birliği bozmanın yollarını aramaya başlamıştır. Kuteybe, 709 yılında Buhara’yı ikinci kez işgal etti. Şehrin işgalden kurtulması için Türkler yardımcı kuvvetler gönderdiler. Ancak Kuteybe karşısında tutunamadılar. Ardından Kuteybe, şehri ağır haraç vermek şartı ile teslim olmaya zorladı. İlk fetihten daha ağır olan bu ele geçirmenin ardından Buhara’daki Türklerin evlerinin bir kısmına Arap askerleri yerleştirildi. Şehre de Emevi garnizonu kuruldu. Buhara’nın hükümleri ağır anlaşmayı kabule zorlanması Semerkant’ı da savaşsız teslim olmaya mecbur etti. Ancak Semerkant’ın yöneticisi Nîzak Tarhan, Tohâristan’a kaçıp çevredeki beyleri de tahrik ederek Araplara karşı isyan bayrağını açtı. Mevsimin kış olmasına rağmen, Kuteybe, kardeşi Abdurrahman’ı bugünkü Afganistan topraklarında kalan Belh’e gönderdi. Nîzak Tarhan, 710 ilkbaharında, sığındığı kalede yakalanarak Irak Genel Valisi Haccâc’a gönderildi ve Irak’ta idam edildi. Semerkant, Orta Asya’nın en güçlü şehri idi ve Emeviler tarafından tam olarak ele geçirilmediği için tehdit olarak algılanıyordu. Nitekim Nizak Tarhan’ın yerine geçen Gûrak, Emevilere cephe aldı. Kuteybe, bu nedenle 711 yılının kış aylarını ikinci Semerkant seferinin hazırlıklarıyla geçirdi. İkinci Semerkant seferine çıkmadan önce de Harezm üzerine yürüyerek Hive şehrini ele geçirdi. Kuteybe, Hive’yi aldıktan sonra kardeşinin komutasında 20 bin kişilik bir birliği Semerkant üzerine gönderdi. Kendisi de birlikleri ile onu takip etti. Gûrak, şehri savunmak için bugünkü adı Taşkent olan Şaş ve Fergana beyleri ile Türgişlerin başbuğundan yardım istedi. Ancak, Şaş’tan gelen kuvvetler Kuteybe’nin ordusuna yenilince Gûrak’ın direnci kırıldı. Böylece Semerkant’da Emevilerin garnizon şehri yapıldı. Orta Asya’nın önemli şehirlerinin ele geçirilmesiyle Emevi fetihleri Şaş, Hokand ve Fergana’ya doğru genişledi. Ancak 714 yılında Irak Genel Valisi Haccac’ın ölümü üzerine bu fetihler durduruldu. Bir yıl ara verilen fetihler, halife Abdülmelik’in emri ile 715’de yeniden başladı. Ancak bu da uzun sürmedi. Zira bu sefer de Velid b. Abdülmelik hayatını kaybetti. 

Sind Bölgesi Fethedildi 

Halife Velid b. Abdülmelik, Orta Asya’nın fethine verdiği önemi Pakistan’ın başkenti Karaçi’yi de içine alan Sind bölgesine de gösterdi. Sind bölgesi, dini ve etnik bakımdan farklılıkların olduğu bir bölge idi. Bu gruplar arasında Çingenelerin atası kabul edilen Zottlar ile Maidler çoğunluğu teşkil ediyorlardı. Maidler, yüzyıllık bir süreden beri Brahman dinine bağlı bir krallığı yönetiyorlardı. Bu bölgenin fethedilmesi için daha önce Haccac ordu göndermiş ancak başarılı olamamıştı. Sind’in ele geçirilmesine ilişkin ikinci hazırlık 708 yılında yapıldı. Muhammed b. El Kasım komutasındaki Emevi kuvvetleri, şehirleri ele geçirerek Büyük İskender’in güzergahını takip ederek Pencab bölgesinin en önemli şehri olan Multan’a ulaşarak şehri 713 yılında ele geçirdiler. Ancak, Haccac’ın ölümü, Kuteybe’nin olduğu gibi, Muhammed b. El Kasım’ın da durumunu sarstı. Nitekim, Halife Velid bin Abdülmelik’in vefatının ardından Haccâc’a nefret sebebiyle Sind valiliğinden azledilerek öldürülmüştür. 

Derbent’e Kadar İlerlediler 

Halife Velid b. Abdülmelik döneminde Emevi ordularının ele geçirmeye çalıştığı bir diğer bölge de Hazar Denizinin çevresi oldu. Azerbaycan ve El Cezîre valisi Muhammed b. Mervân, 709 yılında günümüzde Rusya Federasyonu’nun Dağıstan Özerk Bölgesinin Azerbaycan sınırında kalan ve Kafkas Dağları ile Hazar Denizi arasındaki en dar geçitte kurulu bulunan Derbent şehrine kadar ilerleyerek bazı başarılar kazandı. Ancak bu başarı kalıcı olmadı. Ertesi yıl yerine atanan vali yeni bir sefer düzenleyerek Derbent’i ele geçirdi ve buraya askeri garnizon kurdu. Buna rağmen Derbent’te kalıcı bir başarı mümkün olmadı. Zira dönemin güçlü devletlerinden olan Hazarlar, Emevi fetihleri karşısında güçlü bir direnç gösterdikleri için Derbent, sık sık Hazarlar ve Emeviler arasında el değiştirdi. 

Emevi Orduları Atlas Okyanusuna Ulaştı 

Kuzey Afrika’dan Bizans’ın etkisi silindikten sonra, Berberi isyanları da bastırılmıştı. Velid bin Abdülmelik döneminde ise Emevilerin Kuzey Afrika’daki gücü Vali Musa b. Nuşeyr’in de becerisi ile daha da arttı. Berberilerin Kuzey Afrika’nın doğusunda bulunan kabilelerinin süratle Müslüman olması, Batıdaki Berberileri de etkiledi. Onlar da 706-709 yılları arasında hızla İslamlaştılar. Kuzey Afrika’da sadece günümüzde İspanya’nın Fas sınırlarında kalan ada devleti Cauta’da yaşayanlar İslamı kabul etmediler. Cauta, kont unvanını taşıyan, Bizans’a bağlı valiler tarafından idâre ediliyordu. Musa b. Nuşeyr burasını uzun müddet kuşatma altında tutmasına rağmen, Malta gibi güçlü bir savunması olduğu için ele geçirilemedi. Ancak Fas’ın tamamen ele geçirilmesinden sonra Bizans Kralı Julianus tarafından, Müslümanların İspanya’ya baskısını artırmak amacıyla anlaşma karşılığında Emevilere bırakıldı. 

Gemiler Yakıldı ve İspanya Alındı 

Dönemin Müslümanlarının en büyük hayali İstanbul’u fethetmekti. Ancak bu hedefe ulaşmak için o ana kadar uyguladıkları taktiklerin hiçbiri başarıya ulaşmamıştı. Musa b. Nuşeyr de, İstanbul’un ele geçirilmesinin yolunun Batıdan gelen destek yollarının kapanmasından geçtiğini savunuyordu. Bu nedenle önceliğin İspanya’nın fethine verilmesini istiyordu. Halife Velid b. Abdülmelik, Musa b. Nuşeyr’e istediği izni verdi. İspanya’yı fethetmek için 709 yılında hazırlıklara başlandı. İlk seferi Tarif b. Malik El Nehri komutasındaki 500 kişilik öncü bir kuvvet yaptı. 710 yılının Temmuz ayında Bizans’tan ele geçirilen gemilerle yapılan seferde, günümüzdeki adı Tarifa olan şehre çıkartma yapıldı ve bol miktarda ganimetle geri dönüldü. Yapılan keşif seferinden sonra Musa b. Nuşeyr’in azat ettiği kölesi olan Tarık bin Ziyad, Berberiler ve Araplardan oluşan 7500 kişilik bir kuvvetle kendi adını taşıyan kıyılara çıkartma yaptı. Tarık b. Ziyad’ın kuvvetleri hızla Carteya ve Algeziras şehirlerini ele geçirdiler. Bu sırada İspanya’da hakim olan Vizigotlar ile Tarık bin Ziyad komutasındaki kuvvetler arasındaki ilk büyük savaş 19 Temmuz 711 tarihinde, Müslümanların Vadi Bakka dedikleri, bugün Salado denilen Rio Barbate suyu kenarında yapıldı. Emevi kuvvetleri, Musa b. Nuşeyr’in gönderdiği 5000 kişilik takviye güç ile, kendilerinden daha kalabalık olan Vizigotlara karşı önemli bir zafer elde ettiler. Bu zafer aynı zamanda birkaç yüzyıl devam edecek bir hakimiyetin de kapısını açtı. Tarık b. Ziyad’ın İspanya’da elde ettiği başarı şöhretini çok artırınca Musa b. Nuşeyr de kıskançlık belirtileri baş gösterdi. Bu sebeple kendisi de 712 yılında 18 bin kişilik bir kuvvetle İspanya’ya ikinci bir sefer düzenledi. O da İspanya’yı batıdan fethe girişti. Musa b. Nuşeyr, daha önce harekatta bulunmasını yasakladığı Tarık b. Ziyad ile Toledo yakınlarındaki Talavera’da buluştu ve onu hapse attırdı. Ardından İspanya’nın fethine devam etti. Nitekim, 713 yılının sonlarına doğru kuzeydoğu İspanya Pirene dağlarına kadar Emevi egemenliğine girdi. Tarık’ı, atıldığı hapisten kurtaran ise halife Velid b. Abdülmelik oldu. Musa b. Nuşeyr’in kötü muamelesini haber alınca onu Şam’a çağırdı. Bir süre sonra da Tarık b. Ziyad da Şam’a hareket etti. Emeviler için Anadolu’nun ele geçirilmesi önemli idi. Bu önem Velid bin Abdülmelik döneminde artarak devam etti. Bizans’a yapılan askeri harekâtın zirvesini bugün Niğde’nin Bor ilçesine 7 kilometre mesafede olan Tyana şehrinin ele geçirilmesi teşkil eder. 711 yılında Velid’in Ömer adındaki oğlu, Mesleme’nin maiyetinde Anadolu’ya sefer yapmıştır. İmparator II. Justinianus’un 711 yılı sonunda tahttan indirilerek öldürülmesi, Müslümanlara karşı mukavemeti oldukça zayıflatmıştı. Mesleme, Bizans içinde çıkan iktidar çekişmesinden yararlanarak 712 yılında güçlü savunması olan Amasya kalesini ele geçirdi. 713 yılında da Yalvaç fethedildi. Velid b. Abdülmelik döneminde Bizans’a karşı yapılan son askeri sefer ise Ereğli’ye yapıldı. Bu sefer sonunda Ereğli ele geçirildi. İslam tarihinin üçüncü büyük fetih dalgasına Velid b. Abdülmelik imza atmıştır. İspanya’nın fethi ile dünya tarihinde yeni bir sayfa açılırken, Maveraünnehir’in fethi ile dünya tarihini değiştirecek sosyolojik dönüşümlerin önü açılmıştır. Onun döneminde ele geçirilen topraklar, Emevi devletinin zenginliğini artırmıştır. Ele geçirilen kaynaklarla yeni yollar açılmış, köprüler kurulmuş, hastaneler inşa edilmiştir. Çocuklar için yeni okullar açılırken, kütüphanelerin kurulmasına ağırlık verilmiştir. 

Ümeyye Camii’ni Yaptırdı 

Döneminde imar faaliyetleri daha çok dinî mimari alanında oldu. Şam’daki ünlü Ümeyye Camii’ni Velid b. Abdülmelik inşa ettirdi. Mimari üslup olarak Bizans etkisinin görüldüğü caminin inşaatına 706 yılında başlanmış, 709 yılında tamamlanmıştır. Aynı şekilde halife Velid b. Abdülmelik, Medine’deki Peygamber Mescidini de restore ettirmiştir. Emevilere parlak bir dönem yaşatan Velid b. Abdülmelik 25 Şubat 715 tarihinde Şam yakınında Deyr Murran’da vefat etti ve Şam’da toprağa verildi. 

Kaynak: Emeviler ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2016.