II Muhammed

III. Abdurrahman’ın torunu olan Muhammed b. Hişam, 1009 yılında gerçekleşen ayaklanma ile halifelik görevini üstlendi. Amirîler Dönemi’nde II. Hişam’ın bütün yetkilerini vezirlerine kullandırması, halifelik makamının saygınlığını ayaklar altına düşürdü. Bu durum halkta hoşnutsuzluğa neden oldu. Bu hoşnutsuzluk, Abdurrahman El Amir’in Endülüs Emevileri’ne karşı büyük bir mücadele veren Leon Krallığı’na karşı, sefere çıktığı sırada büyük bir ayaklanmaya neden olmuştur. Kurtuba’daki iktidar boşluğunu fırsata çeviren Muhammed b. Hişam, yanına aldığı kuvvetlerle başlattığı ayaklanma sonucunda Kurtuba Sarayı’nı ele geçirdi. II. Hişam’ı görevinden azlederek 17 Ocak 1009 tarihinde El Mehdi unvanı ile halifelik koltuğuna oturan Muhammed b. Hişam’ın bu görevi uzun süreli olmadı. Abdurrahman b. Amir’in Kurtuba’ya dönemeden yolda öldürülmesi Muhammed b. Hişam’ın işini kolaylaştırırken esas tepkiyi Amirîler tarafından kayrılan Berberilerden gördü. Meydana gelen iç karışıklık nedeniyle toplumun ileri gelenleri tarafından da eleştiri oklarını üzerine çekti. Aşırı davranışları ile bütün grupları kendinden uzaklaştırdı. Önce askere yazılmış yedi bin işçiyi terhis ettirdi. Bu, Kurtuba halkının tepkisine yol açtı. Muhammed b. Hişam daha sonra Amirî memlûklülerinin memuriyet görevlerine son verdi, onları Kurtuba’dan uzaklaştırdı. Bu durum da Amirîlerin muhalefetine yol açtı. Dindarlar da onun yönetiminden memnun değillerdi; harcamalarında aşırıya kaçması, müzikli eğlenceleri tepki çekiyordu. Hatta ona “Şarapçı-Ayyaş” lakabı takılmıştı. Ayrıca sınır boyları ileri gelenleri, kendilerini elçi vazifesiyle gönderen Sınır Boyları Valisi Vazıh’ın, halifeliğini kabul etmediğini bildirdiler. Halkın tepkisini çeken bir diğer nokta da II. Muhammed’in Berberi askerlerini istihdam etmesi idi. Yine de halife, onları Afrika’ya göndermedi. Yeni halife bu umumi memnuniyetsizlikten bihaber değildi, II. Hişam’ın halk tarafından desteklenmesinden ve halifeliği kaybetmekten korkuyordu. Bu yüzden halka Hişam’ı öldü olarak göstermek istedi. Ona çok benzeyen bir Hristiyan’ın cesedini gizlice saraya getirtti. Hişam’ı tanıyanlara cesedi gösterdi. Bu kişiler rüşvet aldıklarından Hişam’ın öldüğünü onayladılar. Bu ceset dinî merasimle Müslüman mezarlığına gömüldü. II. Hişam o sırada bir vezirin sarayına hapsedilmişti. Böylece en büyük endişesini gideren II. Muhammed yine kimseyi umursamamaya başladı. III. Abdurrahman’ın oğlu Süleyman’ı hapsetti, çünkü o veliaht olarak gösterilmek isteniyordu. Bundan sonra Berberilerin 10 reisini öldürme niyetini beyan etti. Bu durum Berberilerin öfkesine yol açtı. Süleyman’ın oğlu Hişam da bunu fark ederek onları kışkırttı, ondan sonra da II. Muhammed’in işinden ettiği yedi bin kişiyi arkasına aldı. Bu ordu, Hişam’a bağlılıklarını sunarak onu halife ilan etti. Hişam onları şehrin dışına gönderdi. Hişam’ın ordusu kendilerine Berberilerin de katılmasıyla önemli bir güç hâline geldi. Bunun üzerine II. Muhammed’in sarayına doğru ilerlediler. II. Muhammed Hişam ile anlaşmak istedi. Hemen Hişam’ın babası Süleyman’ı serbest bıraktı. Aralarındaki görüşmeler uzadıkça Berberiler ve işçiler rahatsızlık duymaya başladılar, şehirdeki dükkânları yağmalamaya koyuldular. Halk bu durumdan epey rahatsız oldu, silahlanıp yağmacılara karşı durdu. Bu arada II. Muhammed’e bağlı kuvvetler de yardıma gelip Berberiler ve işçilerle çatıştılar. Berberiler bu saldırılar karşısında tutunamadı ve çekilmek zorunda kaldı. Halktan bir kısım da şehirdeki Berberilerin evlerini yağmaladı. Süleyman ile oğlu Hişam ise idam edildi. Muhammed b. Hişam, çok geçmeden kendisine karşı olanların ayaklanmasıyla karşı karşıya kaldı. İçine düştüğü güçlükten kurtulamayan Muhammed b. Hişam, darbe ile devirdiği II. Hişam’a makamını devrederek Tuleytula’ya kaçtı. Muhammed b. Hişam, 1009 yılında sığındığı Tuleytula’da, Kastilya Krallığı ile iş birliği yaparak Kurtuba Sarayı’nı ele geçirmek için yardım talebinde bulundu. Endülüs’teki karışıklıkları fırsata çevirmek isteyen Kastilya Krallığı, II. Muhammed’in yardım talebini geri çevirmedi. Muhammed b. Hişam, 1 Haziran 1010 tarihinde kaçarak kurtulduğu Kurtuba Sarayı’nı, isyancıların kendisinin yerine halifelik görevine getirdikleri Süleyman b. Hakem’den geri aldı. Kurtuba Sarayı’nda pek çoğu âlim olmak üzere çok sayıda kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan bu durumdan sonra Muhammed b. Hişam, tekrar ele geçirdiği tahtta uzun süre oturamadı. Devleti Amirîlerden kurtarmasına karşılık, meşruiyet tartışmaları nedeniyle yeni denge kurma becerisi gösteremeyen Muhammed b. Hişam, 23 Temmuz 1010 tarihinde kendisinin tahta oturmasına yardım eden Vezir Vazıh tarafından öldürüldü.

Kaynak: Endülüs Emevileri ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ağustos 2018, Ankara.