Feridüddin Attar

Feridüddin Attar

Ebû Hâmid Ferîdüddîn Muhammed b. Ebî Bekr İbrâhîm-i Nîsâbûrî, 1120 yılında İranın Nişabur şehrinde doğdu. Eczacılık ve tıpla ilgilendiği için Attar lakabını aldı. Gençliğinde hem aktarlıkla uğraştı hem de ilim tahsil edip tasavvufi bilgiler öğrendi. Çeşitli şeyhlere hizmet etti. Kaleme aldığı iki rubaisinden, evlendiği ve oğlunu otuz iki yaşında kaybettiği anlaşılmaktadır. Kendisini tasavvufa verdikten sonra birçok ülkeyi ve şehri gezdi. Irak, Şam, Mısır, Mekke, Medine, Hindistan ve Türkistana seyahat etti, ardından Nişabura döndü. İnzivaya çekildi. Moğollar tarafından Nişaburda, 1221de öldürüldü. Türbesi Ali Şir Nevai tarafından 1486da yaptırıldı. Kaleme aldığı eserlerinde tasavvuf konusunu işledi ve klasik şiir türlerinin pek çoğunu kullandı. Mesnevi, gazel, rubai ve kasideler yazdı. Tasavvufi gazellerde ustalaştı. Kendinden sonra gelen mutasavvıf-şairlerce örnek alındı.Bunlardan birkaçı Mevlana, Mahmud-ı Şebisteri, Sadi, Hafız ve Molla Camidir. Özellikle Mevlana, Attarı, âşıkların önderi saydı, tasavvuf yolunda kendisini küçük onu büyük gördü ve Attarın eserlerinden büyük ölçüde yararlandı. Feridüddin Attarın 100.000 civarında beyti vardır. Şiirleri genelde nasihat içermektedir. Eserleri: İlahiname (6000 beyitlik bir mesnevidir.), Esrarname (Küçük tasavvufi hikâyelerden oluşan bir mesnevidir.), Musibetname (5740 beyitlik bir mesnevidir; diğer adı Cevabnamedir.), Hüsrevname (Tasavvufi olmayan tek mesnevisidir; bir aşk macerasını anlatmaktadır.), Muhtarname (5.000i aşkın rubaisinden oluşmaktadır.), Mantıkut-Tayr(1187de kaleme alınmıştır; vahdet-i vücut inancını anlatmaktadır; diğer adları Makamat-ı Tuyur, Makalatüt-Tuyur ve Tuyurnamedir.), Divan, Tezkiretül-Evliya (Büyük sufilerin yaşam öykülerini anlatmaktadır.)