Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

1878 yılında Antalya’nın Elmalılı kazasında doğdu. Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yazır köyüne yerleşmiş bir Oğuz koluna mensup oldukları için Yazır soyadını aldı. Babası Numan Efendi erken yaşta köyünden ayrılarak Elmalı’ya gitti ve orada eğitimini tamamladı. Annesi Esat Efendi’nin kızı Fatma Hanım’dır. Esat Efendi de ulemanın ilmi şahsiyetlerindendir. 

İlköğrenimini Elmalı Köyündeki İptidâi Mektebinde tamamladı. Ardından Rüştiye’de okudu ve hafızlığını kendisi tamamladı. Eğitim hayatında birçok hocadan ders aldı. Bunlardan Beyazıt Camisi’ndeki Kayserili Hamdi Efendi, ona “Küçük Hamdi” lakabını verdi ve daha sonraları bu isimle anılmaya başlandı. Çok zeki olduğunu fark eden hocaları ona durumuna uygun dersler verdi. 

İlerleyen dönemlerde bir yandan ders alırken, icazet aldığı için bir yandan da dersler vermeye başladı. Daha sonra hukuk tahsiline başladı. Yoğun çalışmaları sonucunda 1906 yılında Beyazıt Dersiamı oldu. Tüm bunlardan sonra Mekteb-i Nüvab’ı (Hukuk Fakültesi) birincilikle bitirdi. 

Arapçanın yanı sıra Farsçayı da öğrendi. Bunun yanında kıraat ve müzikle ilgilenmeye başladı. Yazı konusunda Hattat Sami Efendi ve Bakkal Arif Efendi’den hat dersi aldı ve bu alanda da başarısını ispat etti. Yazdığı hatlar günümüze kadar ulaştı ve geride bir hat koleksiyonu bıraktı. Fransızcayı da kendi kendine öğrenip, okuduğunu anlayacak ve istediği Fransızca bir metni Türkçeye tercüme edecek seviyeye ulaştırdı. 

1905 - 1908 yıllarında Beyazıt ve Şehzade Camisi’nde ders okuttu. 1908 yılına gelindiğinde II. Meşrutiyet ilan edildi. Bunun ardından kurulan Meclis-i Mebusan’a Antalya Mebusu (milletvekili) seçildi. Bu yıldan sonra evlendi ve eğitim hayatını hocalık ve öğrencilik yaparak sürdürdü. 

I. Damat Ferit Paşa hükümetinin kurulmasından sonra 1919’da Evkaf Nazırlığına (Vakıflar Bakanlığı) getirildi. Bundan kısa bir süre sonra Âyan azalığına (senatörlüğe) seçildi. Ancak Damat Ferit Paşa’nın istifa etmesi ile bu görevden ayrıldı. Daha sonraları Osmanlı Âyan Meclisine üye seçildi ve bu görevi üç yıl kadar sürdürdü. 

Osmanlı Devleti’nin sona ermesiyle bazı suçlamalardan gıyabında idamla hükmü verildi. Ancak 1922 yılındaki savunmasının ardından yargılanmadan aklanıp serbest kaldı. 1926 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’ân-ı Kerim tefsir etme vazifesi kendisine, Kur’an’ın meâlinin yazılması da Mehmet Akif Ersoy’a verildi. Ancak Ersoy’un bu işi bırakması sebebiyle bu görev de kendisine tevdi edildi. Elmalılı bu dönemden sonra kendisini Kur’an tefsirine adadı ve 1938 yılında bu tefsir çalışmasını tamamladı. 1935-1939 yılları arasında 9 cilt ve 10 bin takım olarak Ebuzziya Matbaasında İstanbul’da basıldı. Eserin 2. baskısı ofset olarak 1960 ve 1971’de yapıldı.1979’daki Üçüncü baskı esas alınarak Suat Yıldırım başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanan bir fihrist, 1982 yılında esere onuncu cilt olarak ilave edildi. 

Birçok alanda kendisini yetiştirdi ve tefsir, kelâm, usûl, fıkıh, felsefe, mantık gibi ilim dallarındaki yeterliliğini verdiği eserlerle ispat etti ve öğrendiklerini öğrencilerine aktardı. Siyasete atıldığı dönemlerde bile ilimle meşgul olmayı elden bırakmadı. İslami ilimlerin yanında felsefe ve pozitif ilimlerin önüne herhangi bir engel konulmamasını sürekli olarak savundu. Uzun yıllar fıkıhla meşgul olan bir İslam hukukçusu olarak Batı hukukunu tanımak için batı dillerini öğrenmenin önemini kavradı. 

Sırât-ı Müstakîm, Sebîlü’r-Reşad, Beyânu’l-Hak ve Cerîde-i İlmiyye dergilerinde farklı mevzularda yetmişe yakın makalesi yayımlandı. Bu makaleleri iki cilt halinde Kitabevi tarafından basıldı. 

1942 senesinin Mayıs ayında 64 yaşında iken kalp rahatsızlığından vefat etti. Sahray-ı Cedid Mezarlığına defnedildi. 

Eserleri: 

Basılı eserleri: 

Hak Dini Kur’ân Dili 

İrşadu’l-Ahlâf fi Ahkami’l-Evkaf 

Sefer Bahsi 

Hz. Muhammed (sav.)’in Dini (İslâm)

Tercümeleri:

Metalib ve Mezahib Maba’de’t-Tabi’a ve Felsefe-i İlahiye (Paul Janet ve Gabriel Seailles - Historie de la Philosophie, Les Problemes et Les Ecoles) 

Basılmamış eserleri: 

Mantık-ı İstindâci ve İstikrâi. 

Hüccetü‟l-Lâhi‟l-Bâliğa tercümesi.

Usûl-ü Fıkha dair bir eser 

Yarım vaziyette bir hukuk kamusu. 

Bir kısmı eksik divanı. 

Kaynak: Hacı Kurban Sağdıç, Arapçada Harf-i Cerle Geçişli Olan Fiillerin Türkçe Meâllere Yansıması: Elmalı, Ateş ve Çantay Tercümelerinin Mukayesesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2018.