Alan Mathison Turing

Alan Mathison Turing

Alan Mathison Turing (23 Haziran 1912 – 7 Haziran 1954), İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi. Bilgisayar biliminin kurucusu sayılır. Geliştirmiş oldugu Turing testi ile makinaların ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürmüştür.

II. Dünya Savaşı sırasında Alman şifrelerinin kırılmasında çok önemli bir rol oynadığı için savaş kahramanı sayılmıştır. Ayrıca Manchester Üniversitesi’nde çalıştığı yıllarda, Turing makinası denilen algoritma tanımı ile modern bilgisayarların kavramsal temelini atmıştır. Adı ayrıca Princeton’da beraber çalıştığı tez hocası Alonzo Church ile geliştirdiği Church-Turing Hipotezi ile de matematik tarihine geçmiştir. Bu tez bir algoritmayla tarif edilebilecek tüm hesaplamaların dört işlem, projeksiyon, eklemleme ve tarama operasyonları ile tarif edilebilecek hesaplamalardan ibaret olduğunu ifade eder. Bir matematiksel teorem olmaktan ziyade matematik felsefesi hakkında çürütülememiş bir hipotezdir.

1952 yılında şantaja maruz kaldığı şikayetiyle polise başvurup eşcinsel olduğunu açıklayan Turing, eşcinsellik suçlamasından yargılanıp 1 sene boyunca kimyasal olarak hadım etme yöntemi olarak kullanılan östrojen iğnesi olmaya mahkum edilmiştir. 1954 yılında potasyum siyanid zehirlenmesinden ölmüştür. Polis araştırmasında Turing’in yediği elma ile siyanur zehiri alarak intihar sonucu olduğuna karar verilmiştir. Buna rağmen Turing’in zehirlenmesinin kendisi tarafından intihar nedeniyle olmadığı ve başkalarının bu şüpheli olümde bir parmağı olduğu iddiası sürdürmüştür.

Adı ayrıca anısına verilen ve bilgisayar biliminin Nobel’i sayılan Turing Ödülü ile de akademik bilişim dünyasının bir parçası olmuştur.

Gelişim biyolojisi alanındaki en önemli matematiksel modellerden biri olan reaksiyon-difüzyon modeli de Turing tarafından formüle edilmiştir.

Annesi Sara, Hindistanın Orissa şehrinin Chatrapur kasabasında hamile kalmıştır. Babası Julius Mathison Turing Ingiliz kolonial idaresinde Hindistan Devlet Memuru idi. Julius ve annesi Sara Alan’ı İngitere’de dünyaya getirmek istediler ve böylece Londra’ya gelerek Alan Turing’in 23 Haziran 1912 de doğduğu (şimdi Colonnade Hotel olan) Maide Vale’de bir eve yerleştiler. John adlı bir abisi vardı. Babası Hindistan Devlet Memurluğu işine hala devam etmekteydi ve Turingin çocukluk yılları boyunca ailesi iki oğlunun kalması için İngiltere Hastingsteki arkadaşlarına bırakarak Guildford, İngiltere ve Hindistan arasında seyahat etti. Turing yaşamının erken dönemlerinde dâhilik işaretleri gösterdi ve bunları sürekli olarak sergileyecektir.

Ailesi onu 6 yaşında iken bir gündüz okulu olan St Michaelse kaydettirdi. Diğer eğitmenleri ve sonra da okulun başöğretmeni çabucak onun zekâsının farkına varmıştır. 1926da 14 yaşındayken Dorsette ünlü çok pahalı bir özel okul olan Sherborne Okuluna girdi. Okul sömesterinin birinci günü İngilteredeki Genel Greve denk geldi; ancak Turing okuluna o kadar hevesli idi ki trenlerin ülkede işlemediği o günü Southhampton’dan okula 60 milden fazla süren yolu tekbaşına bisikletle gitti ve yarıyolda geceyi bir otelde geçirdi.

Turingin matematik ve bilim üzerine doğal eğilimi, Sherbornedaki eğitim tanımı daha çok klasik Antik Yunanca ve Latince üzerinde odaklanan, öğretmenlerinin saygısını kazandırmadı. Okul Müdürü ailesine şöyle yazmıştır: ’Umarım iki okul arasında bilgisiz kalmaz. Eğer özel okulda kalacaksa özel okulun özel eğitimini almayı kabul etmeli; eğer sadece bir kendini bilime adamış bir Bilim Adamı olacaksa, vaktini bu özel okulda boşuna harcıyor.’

Buna rağmen Turing sevdiği çalışmalarda göze çarpan yeteneğini göstermeye devam ediyor, derslerinde daha türev ve entegrasyon konularını öğrenmeden bile ileri yüksek matematik konulu problemleri çözümlemeye başlamıştı. 1928de 16 yaşına geldiğinde Albert Einsteinın çalışmasıyla karşılaştı; onu kavramakla kalmadı; bunu Einsteinın Newton hareket savlarını tenkitlerini (bunların açıklamasını yapmayan ders kitabı metinleri kullanmadan) kendi kendine çalışak ortaya çıkardı. Turingin okuldak kendinden yaşça biraz daha büyük akademik öğrenci Christopher Morcomla yakın arkadaşlık ve aşk ilişkisi kurdu. Morcom, çocukken veremli inek sütü içmesi dolayısıyla kaptığı tüberküloz hastalığı nedeniyle, Sherbornedaki son sçmestirinin bitmesinden sadece bir kaç hafta kala öldü. Turingin dini inancı yıkıldı ve ateist oldu. İnsan beyninin çalışması da dahil, tüm düunya fenomenlerin meteriyalistik olduğu inancını benimsedi.

Turingin klasik eski Yunanca ve Latince çalışmalara istekli olmaması ve matematik ve bilimi daime tercih etmesi onun Cambridge Trinity Kolejine bir burs kazanmasına engel oldu. İkinci tercihi olan Cambridge Kings Koleje gitti. 1931den 1934e kadar orada diploma öğrenciydi, seçkin bir dereceyle diploma aldı ve merkezsel limit teoremi üzerinde hazırladığı bir tez yazısı dolayısıyla 1935te Kings Kolej’e akademik üye seçildi.

28 Mayıs 1936da sunduğu Hesaplanabilir Sayılar: Karar Verme Probleminin bir Uygulaması adlı çok önemli bir makalesinde, Kurt Gödelin 1931de evrensel aritmetik-tabanlı biçimsel diliyle hazırladığı hesaplama ve kanıtın sınırları isbat sonuçlarını yeniden formüle ederek, onun yerine şimdi Turing makineleri diye andığımız, daha basit ve formel usullere dayanan isbatı ortaya attı. Eger bir algaritma ile temsil edilmesi mümkün ise düşünülmesi mümkün olan her türlü matematiksel problemin böyle bir çesit makine kullanılarak çözülebileceğini isbat etmiş oldu.

Turing makinaları günümüzün hesaplama teorilerinin ana araştirma ögesidir. Turing makineleri için aksak problemin kararverilemez olduğunu gösterek Karar Verme Probleminin bir sonucu olmadığını ispatlamaya devam etti: genel anlamda, algoritmik olarak sunulan bir Turing makinası her zaman aksasa bile, karar vermek mümkün değildir. Kanıtının, Alonzo Churchün lambda hesaplama teorisine dayandirdigi Turing sonucuna esit olan kanıtdan daha sonra yayınlanmasina ragmen, Turingin çalışması çok daha kabul edilebilir ve sezgiseldi. Teorisinin yeni bir tarafi da ‘Evrensel (Turing) Makinası kavramı idi ve bu herhangi bir diğer makinanın görevlerini yerine getirecek bir makina fikri iidi. Makale ayrıca tanımlanabilen sayilar kavramını da tanıtıyordu. Eylül 1936dan Temmuz 1938a kadar Princeton Üniversitesi, İleri Etüdler Enstitüsünde, Alonzo Church yanında hemen hemen devamlı çalışarak geçirdi. Soyut matematik çalışmaları yanında kriptoloji üzerinde de çalışmalar yaptı ve ayrıca dört aşamalı elektro-mekanik ikili çarpma makinasının üç aşamasını tamamlayıp bitirdi. Haziran 1938da tezini verip Princetondan Felsefe Doktoru ünvanını kazandı. Bilimsel tezinde bir Turing makinesinin çözemeyeceği problemler araştırmasına imkân vererek, kehanet makineleri ile bağlantılı Turing makineleri ile hesaplama kavramını inceledi.

İngiltere’de Cambridgee geri dönerek, Ludwig Wittgensteinin matematik temelleriyle ilgili derslerine katıldı. İkisi aralarında tartışmalar yapıp birbiriyle uyuşamadılar. Turing biçimciliği savunmaktaydı ve Wittgenstein ise matematiğin mevcut olan gerçekleri yeniden keşfetmek yerine onları yeni olarak icat ettiğini iddia etmekteydi. Ayrıca Hükümet Kod ve Şifre Okulunda (GCCS) yarı-zamanlı çalışmaktaydı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Turing Bletchley Parkta Alman şifrelerini kırma girişimlerinde baş katılımcılardan biriydi. Savaştan önce Marian Rejeski, Jerzy Rozycki ve Henryk Zygalski tarafından Polonya Şifre Bürosunda geliştirilen kriptanaliz üzerine eklemeler yapti. Hem Enigma makinasi hem de bu makinaya eklenen (İngilizler tarafından ‘Tunny kodadı verilen teletip makinası olan) Lorenz SZ 40/42 makinasının şifrelerinin kırılmasıne bir çok anlayışlı katkıda bulundu. Bir süre de, 8 Numaralı Kulube’de bulunan Alman deniz kuvvetleri şifreli iletişimi okumadan sorumlu bölüme başkanlık yapmıştır.

Turing Eylul 1938 itibariyle Hükümet Kod ve Şifre Okulu adındaki, İngiliz şifre kod kırma organizasyonunda yarı-zamanlı çalışmıştır. Alman Enigma makinesi problemi üzerinde çalışmış ve GCCSde kıdemli kod kırıcı Dilly Knoxla işbirliği yapmıştır. 4 Eylül 1939da, Birleşmiş Krallıkın Almanyaya karşı savaş ilan etmesinin ertesi günü, Turing askerî hizmet görmek için GCCSnin savaş zamanı üssü Bletchley Parka katıldı.

Bletchley Parka katılışından birkaç hafta sonra, Turing Enigmayı hızlı kırmaya yardımcı olacak elektromekanik bir makine tasarladı; buna makinaya Bombe adı daha önce 1932de Polonya-dizaynlı nakinelerinden geliştirilmiş olan makinaya verilen Bomba adına atıfla verildi. Matematikçi Gordon Welchmanın önerileriyle eklemelerle, Bombe Enigma, korumalı mesaj trafiğine saldırmada en onemli ve tek tam otomatikleştirilmiş kod kırma makinasi olarak kullanıldı.

Turingle aynı dönemde Bletchley Parkta kriptanaliz üzerine çalışan Profesör Jack Good daha sonra : "Turingin en önemli katkısı, bence, kriptanalitik makine Bombenin dizaynı kısmıdır. Bunun esasi eğitilmemiş bir kulak için oldukça saçma gelen bir mantık teoremine, hatta herşeyi anlayabileceğimizin muhtemel olduğuna dair çelişkili bir fikre dayanmaktaydı."

Bombe bir Enigma makinası mesajında kullanılacak muhtemel doğru ayarlamaları (örn. çark komutları, çark ayarları...vs) araştırdı ve uygun bir makul bir şifresiz metin parçasıni bulunan test icin kullandı. Çarklar için, üç çarklı genel Enigma makinaları için 1019 olası durum ve 4 çarklı denizaltı Enigma makinaları için 1022 olası durum mevcuttu. Bombe elektriksel olarak tamamlanan, cribi esas alan bir dizi mantıksal sonuç sergiledi. Bombe bir çelişki belirdiğinde tespit etti ve bir sonrakine taşıyarak düzenlemeleri eledi. Muhtemel düzenlemelerin çoğu çelişkilere sebep oluyor ve detayların araştırılması için bir kaç tane bırakarak kalanı bir kenara atılıyor. Turingin Bombesi ilk kez 18 Mart 1940ta kuruldu. Savaş sonunda operasyonda ikiyüzün üzerinde Bombe vardı.

Aralık 1940ta Turing, diğer servislerin kullandığı göster geç sistemlerinden daha karmaşık olan, deniz kuvvetleri Enigma göster geç sistemini çözdü. Turing ayrıca Deniz Kuvvetleri Enigmasını kırmaya yardımcı olması için ‘Banburismus adı verilen Bayes tipi istatistik tekniği keşfetti. Banburismus Bombelerin düzenlemelerini test etmek için gerekli zamanı kısaltarak, Enigma çarklarından çıkan kesin komutları eliyordu.

1941 baharında, Turing Hut-8deki iş arkadaşı Joan Clarkea evlilik teklifinde bulundu, ancak yazın her iki tarafın anlaşmasiyla bu nişan bozuldu.

1942 Temmuzunda, Turing, Almanların ‘Fish kodadlılardan biri olan yeni Geheimschreiber (gizli yazıcı) makinesinde kullanılan Lorenz şifrecisine karşı kullanılmak üzere Turingismus ya da Turingery adı verilen bir teknik icat etti. Ayrıca, günlük-değişken şifrelere faydalı bir şekilde uygulanan kaba-kuvvet zoru ile kod çözme tekniklerine üstün hız sağlayan, öncelikle basit makinelerin yerine geçen, dünyanın ilk programlanabilen dijital elektronik bilgisayarı Collossusun oluşturulmasına devam etmiş Max Newmanın koruması altındaki Tommy Flowersın Fish takımıyla da tanıştırılmıştır. Sık rastlanılan yanlış bir kanı ise, Turingin Colossusun dizaynında anahtar şahıs olduğuydu ki bu kanıt değildi.

Bletchleyda çalışırken, Turing, ara ara üst-seviye karşılamalarda ona ihtiyaç duyulduğunda Londraya 40km koşmuş, başarılı bir uzun-mesafe koşucusudur.

Turing 1942 Kasımında Birleşik Devletlere(USA) seyahat etti ve A.B.D. Deniz kuvvetleri kriptanalistleriyle Deniz Kuvvetleri Enigması ve Washingtonda Bombe yapımı üzerinde çalıştı ve Bell labaratuvarlarında korumalı konuşma cihazlarının geliştirilmesine yardımcı oldu. Mart 1943te Bletchley Parka geri döndü. Hugh Alexander,Turing bazen bölümün koşturmacısında günlük ufak işlerini hallederken geçici lider olduğundan, yokluğunda resmi olarak Hut-8in liderlik pozisyonunu üstlenmişti. Turing ise Bletchley Parktaki kriptanalistlerin genel danışmanı oldu. Savaşın ileriki kısmında, işini, mühendis Donald Baileyin yardımıyla elektronik bilgisini daha ileri seviyede geliştirdiği Hanslope Parka taşıdı. Birlikte Delilah kod adlı portatif, korumalı ses iletişimleri makinesinin tasarımı ve yapımına giriştiler. Farklı uygulamalara ayrılmıştı, uzun-mesafe radya yayınlarının kullanımı için eksik kapasite ve her halükarda Delilah savaş sırasında kullanabilmek için çok geç tamamlanmıştı. Turingin onu memurlar için bir Winston Churchillin konuşma kaydının şifreleme/deşifreleşmesi için memurlara ispat etmesine rağmen Delilah kullanıma kabul edilmedi

1945te, Turing savaş zamanındaki hizmetleri için OBE ile ödüllendirildi, ancak çalışması yıllarca bir sır olarak kaldı. Royal Society tarafından ölümünden kısa bir süre sonra basılan bir biyografide şöyle kayıtlara geçmiştir: Savaştan hemen önce, o kritik zamanda bazı büyük problemler üzerine çalışmalara kendini verseydi sunulabilecek çalışmasının kalitesini gösteren, çeşitli matematiksel konuda üç kayda değer makale yazıldı. Yabancı Bürodaki çalışmasına istinaden OBE ile ödüllendirildi.

1945ten 1947ye kadar ACE(Otomatik Bilgisayar Motoru) tasarımında çalıştığı Ulusal Fizik Laboratuarındaydı. 19 Şubat 1946da ilk program-hafızalı bilgisayarın detaylı dizaynının makalesini sundu. ACE uygulanabilir bir dizayn olmasına rağmen, Bletchley Parktaki savaş zamanı çalışmalarını saran esrarengizlik proje başlangıcının ertelenmelerine öncülük etti ve onu hayal aleminden çıkardı. 1947nin sonlarında alti yillik devamli calismadan sonra kendi istedigi bir alanda istedigi gibi calisak uzere Cambridgee döndü. O Cambridgeteyken yokluğunda Pilot ACE yapıldı. İlk programı 10 Mayıs 1950de gerçekleştirildi.

1948de Manchesterda Matematik Departmanına Okutman tayin edildi. 1949da Manchester Üniversitesi’ndeki bilgisayar laboratuarında vekil yönetici oldu ve ilk gerçek bilgisayarlardan biri için Manchester Mark 1 yazılımı üzerinde çalıştı. Bu süre zarfında daha soyut işler yapmaya devam etti ve ‘Bilgisayar Mekanizması ve Zeka da (Mind, Ekim 1950) Turing yapay zekaya işaret etti, ve şu anda Turing testi olarak bilinen, bir makine için ‘zeki denilebilme standardını saptama girişimi olan bir deney ileri sürdü. İddiası eğer soru soran kişiyi, diyalog içersinde olduğunun bir insan olduğu konusunda kandırabilirse, bir bilgisayar için düşünmenin söz konusu olabileceğiydi. 1948te Turing aynı sınıftan mezun olduğu meslektaşı D.G.Champernowne ile çalışırken henüz var olmayan bir bilgisayar için satranç programı yazmaya başladı. 1952de programı gerçekleştirmeye yetecek kadar bir bilgisayarı güçlendirerek, Turing bilgisayarını taklit ettiği, her bir hamlesi yaklaşık yarım saat alan bir oyun oynadı. Oyun kaydedildi, Champernownenın karısına karşı oyunu kazandığı söylense bile, program Turingin meslektaşı Alick Glennieye karşı kaybetmiştir.

Turing 1952den 1954teki ölümüne kadar matematiksel biyoloji, özellikle morfogenez üzerine çalışmıştır. 1952de Turing örnek biçimlendirme hipotezini öne sürerek, ‘ Morfogenezin Kimyasal Temeli ‘ adlı bir makale yazmıştır. Bu alandaki ilgi odağı canlıların yapısındaki Fibonacci numaralarının varlığını, Fibonacci filotaksisini anlamaktır. Örnek biçimlendirme alanının şuan merkezi olan reaksiyon-difüzyon denklemini kullanmıştır. Son makaleleri 1992de A.M.Turingin Derleme Çalışmaları eserinin basımına kadar yayınlanmamıştır.

Homoseksüellik İngilterede yasadışıydı ve bir akıl hastalığı olarak dikkate alınmakla birlikte ceza-i yaptırımı olan suç sınıfına girmekteydi. Ocak 1952de Turingin 19 yaşinda bir genç olan Alan Murray ile bir sinemada tanıştı ve Alan Murray birkaç defa Turing’in evine giderek onunla birlikte kaldı. Birkaç hafta sonra Alan Murray bir tanıdığı ile birlikte Turing’in evini soymaya gitti. Turing bu hırsızlığı polise bildirdi. Polis hırsızları yakaladı ve soruşturma sırasında Alan Murray’in Turing ile homoseksüel ilişkisi olduğu gerçeği ortaya çıktı. Turing de bunun gerçek olduğunu itiraf etti. Turing ve Murray 1885 Ceza Kanunu’na Ek Yasa’nin 11. Kısmı gereğince müstehcen uygunsuzluktan suçlanıp mahkemeye verildiler. Turing pişman değildi ve elli yıl önce Oscar Wildea olduğu gibi aynı suçtan mahkûm edildi.

Turinge mahkûmiyet ve durumuna bağlı olarak libidosunu azaltmak için devam eden hormonal tedavisinde göz hapsi arasında bir tercih sunuldu. Hapisten kaçmak için, bir yıl içinde kendini hadım edecek östrojen hormonu iğnelerini kabul etti. Suçlu bulunması dolayısıyla devletin gizli işleri için güvenilirlilik izni kaldırıldı ve o zamanlar çok gizli olan GCHQdaki kriptografik konular üzerine devam eden danışmanlığı da sona erdirildi. O dönemde İngiltere hükümeti Cambridge Beş adlı çoğu akademik eğitimleri sırasında Oxford-Cambridge’de tahsil yaparken Sovyet Rusya hesabına casusluk yapmayı kabul etmiş ve sonradan İngiliz entelejans kurumunda en yüksek rütbeleri almış olan (Guy Burgesss ve Donald Maclean) bir grup ajanlar sorunu ile uğraşmaktaydı. Casuslar ve Sovyet ajanlarının önemli mevkilerde bulunan homoseksüelleri tuzağa düşürmelerinden endişe edilmekteydi. Turing o kadar yıl sonra bile çok gizli olan Bletchley Park’da çok önemli mevkilerde çalışmıştı ve homoseksüel olma suçundan mahkeme tarafından hüküm giymişti.

8 Haziran 1954te temizlikçisi onu Manchester’deki evinde ölü buldu. Bir gün evvel, yatağının kenarında bıraktığı yarı-yenmiş siyanür-zehirli elmayı yemek suretiyle siyanür zehirlenmesinden öldüğu açıklandı. Elmanın kendisi nedense hiçbir siyanür zehiri testine tabi tutulmadı. Ölüm sebebinin siyanür zehirlenmesi olması iddiasına rağmen naaşına post-mortem yapılmadı. Bu şartlarda devletin çok gizli işleri için çok önemli görevlerde bulunan ve şüpheli bir tarzda ölen bir kişi olan Turing’in ölümünun kasıtlı, hatta İngiliz MI5 (gizli istihbarat) servisi tarafından bir suikast, olduğuna ve intihar süsü verildiğine inanılmasına yol açmıştır. Annesi ise oğlunun laboratuar ecza maddelerini dikkatsizce depolanıp kullanılmasına bağlı olarak zehirin yemeğe başladığı elmaya kazara bulaştığını devamlı iddia etmiştir. Bazı kişiler Turingin Pamuk Prenses peri masalı rolü yaparak intihar ettiğine inanırlar. Diğer kişiler Turingin resmi güvenilirlilik izini kaybetmesine rağmen pasaportunun alınmadığına ve bu hukumden sonra (ABD tarafından kabul edilmemekle beraber) birkaç defa akademik nedenlerle Avrupa’ya gitmesine izin verildiğine işaret etmektedirler. Bu ziyaretler sırasında Turinge bir suikast yapılma olasılığının çok yüksek bulunduğu bilinmektedir. Buna rağmen İngiliz resmi makamları bu ziyaretlere ve yüksek suikast olasılığına goz yummalarını kasıtlı bulmaktadırlar. Turing’in biyografisini yazan Andrew Hodges, Turingin bu şekilde intiharının annesine biraz makul bir inkar etme imkanı verebilmek için olduğunu öne sürmektedir.

1966dan beri, Bilgisayar Mekanizmaları Birliği tarafından her yıl, bilgisayar camiasına teknik makaleler yazan bir kişiye Turing Ödülü verilmektedir. Bu bilgisayar dünyasının Nobel Ödülü olarak epey bir dikkate alınmaktadır.

Turing’in Londra’da doğum yeri olan (şimdi Colonnade Hotel olan) bina önüne ve Manchester’de yaşayıp öldüğü evinin önüne, İngiltere’deki önemli tarihsel kişilerin orada yaşadığına işaret etmek için binalara konulan, birer mavi plaka konulmuştur.

23 Haziran 2001’de Manchester’de Whitworth Sokağındaki üniversite binaları arasında bulunan Sackville Park’da Turingin bir bronz heykeli için açış töreni yapıldı. Güney İngiltere’de Guildford’da yerleşikli "Surrey Üniversitesi" kampüsünda heykeltraş "John W. Mills" tarafından yapılan bir bronz heykel için 28 Ekim 2004de açılış töreni yapılmıştır. Turing’in çalışmış olduğu Beltchley Park’da ise Gallerden gelen ince kayrak taşlardan heykeltraş Stephen Kettle tarafından yapılmış 1,5 ton ağırlıkta bir diğer Turing heykeli 19 Haziran 2007de törenle açılmıştır. İngiltere’de ve dünyanın çok dağınık her taraflarında, özellikle üniversitelerde, Turing’in anısını devam ettirmek hedefiyle eşitli etkinlikler yapilmakta ve fakultelerde ve kampuslarda özel salon, bina ve meydanlara Turing adı verilmektedir. Örneğin İstanbul Bilgi Üniversitesinde her yıl ’Turing Günleri’ adlı uluslararası katılımlı bilimsel bir sempozyum olarak organize edilegelmektedir. Toplantının amacı ’Hesaplama Teorisinde ve Bilgisayar Bilimlerinde’ uluslararası çevrelerdeki yeni eğilimlerin ve gelişmelerin tartışıldığı tanıtıldığı bir zemin yaratmaktır. [1] 10 Eylül 2009 tarihinde, yani Alan Turing’in ölümünden 50 yıl sonra İngiliz başbakanı Gordon Brown ünlü matemetikçiye yapılanların korkunç olduğunu kabul etti.