Adile Naşit

Adile Naşit

17 Haziran 1930’da, İstanbul’un en önemli sanat merkezi olan Şehzadebaşı’ndaki Turan Tiyatrosu’nun bulunduğu binanın üst katındaki bir apartman dairesinde doğdu. Kendisinden iki yaş büyük erkek kardeşi Selim ile âdeta tiyatro ve gösteri dünyasının içine doğdular. Çocukluğu yaklaşık altı yaşına kadar bu dairede ve bu tiyatroda geçti. Gerçek adı soyadı, Adela Özcan’dır. İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda yaptığı ilk iş görüşmesinden, Adile Naşit soyadıyla ayrıldı. Annesi Amelya Hanım da bir sahne sanatçısıydı. Annesi Kantocu Amelya Hanım, babası ise Abdülhamit’i bile güldüren adam “Komik-i Şehir” Naşit Bey idi.

Çocuklar okul çağına geldiklerinde, her gece oyun seyretmelerini uygun görmeyen anne baba, tiyatronun dışında bir eve taşınmaya karar verdiler. Böylece aile, Vezneciler’deki Derviş Bey’in evine taşındı. 

İçinde yetiştiği sanat dünyası ile ailesinden kendisine kalan tiyatro mirasının oluşturduğu sentez, kariyerinde izlerine rastlanılan bir yapıdır. Bu sentez, kariyeri boyunca attığı adımlar, yaptığı seçimler, çalıştığı alanlar ve kendi katkılarıyla değişen ve gelişen bir yapı olsa da söz konusu sentezin yapı taşlarını, başta babası Naşit Bey ve annesi Amelya Hanım olmak üzere ailesinin sanat çalışmaları ve içinde bulundukları sanat camiası şekillendirdi.

1937 yılında Hayriye Lisesinde okula başladı. Ancak malta humması ve pek çok başka hastalıkla boğuştuğundan dolayı sık sık devamsızlık yaptı, sonunda orta birde devamsızlıktan kaydı silindi. Ailedeki ekonomik güçlükler babası hastalandığında hemen kendini belli etmeye başladı. Bu nedenle bir süre sonra Şehzadebaşı’ndaki görkemli atmosferden uzaklaşıp Şehremini’de Küçüksaray meydanındaki üç odalı ahşap eve taşınmak zorunda kaldılar. 

Doğuştan gelen oyunculuk yeteneğinin yanı sıra çocukluğundan itibaren edindiği tiyatro bilgisi ve görgüsü, onu kısa zamanda sahnelerin aranan oyuncusu durumuna getirdi. Babası gibi her role girebilen, sınırsız bir enerjiye sahip bu güler yüzlü genç oyuncu, kısa sürede kendini kanıtlamakta gecikmedi. Nejdet Mahfi Ayral’ın aracılığı ve Muhsin Ertuğrul’un da rızası ile 1944 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Bölümü’ne girdi. Cumhuriyet döneminin ilk kadın tiyatro sanatçısı olan Halide Pişkin’in “Her Şeyden Biraz” adlı oyunuyla daha sonra İstanbul turnesine çıktı ve böylece İstanbul Şehir Tiyatroları bünyesinde sanat hayatına atıldı. Oyunda figürasyon yaptı, günün birinde oyunculardan biri hastalanınca onun yerine “anne” rolünde (ilk rolü) sahneye çıktı. Henüz on dört yaşında bir çocuk olduğu için Adile’ye yaşlı bir görünüm verebilmek için makyaj yapıldı. Şehir Tiyatrosu’nda 1945 yılında, Nar Tanesi Nur Tanesi isimli oyunda başrol oynadı. Sezonun sonunda Muammer Karaca’dan teklif geldi; Karaca Tiyatrosu’nda oynadığı ilk oyun, Platin Palas oldu. Pek çok oyunda Celal Sururi, Toto Karaca, Muzaffer Hepgüler, Zafer Önen, Tevhit Bilge, Güzin Özipek, Saide Ogan, Mehmet Ali Gezgin gibi dönemin önemli oyuncuları ile aynı sahnede rol aldı. 

Muammer Karaca ile çeşitli aralıklarla 18 yıl çalıştı. Adile Naşit doğuştan gelen yeteneğiyle, büyük tuluat ustası Naşit Özcan’ın isminin gölgesinden hızla çıkarak, kendisini yeteneğiyle seyirciye kabul ettirdi. Bu yıllar aynı zamanda sanatçının sinemaya geçiş sürecinin izlerini taşıması bakımından da önemlidir. 

1947 yılındaki Yara filmiyle adım attığı sinema kariyerine, 1950 yılında Ömer Lütfü Akad tarafından yönetilen, Halide Pişkin başta olmak üzere, Şoför Nebahat olarak akıllarda yer edinen Sezer Sezin, Renan Fosforoğlu ve Hulusi Kentmen gibi önemli isimlerin oynadığı Lüküs Hayat filmiyle devam etti. 1950 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu’nda tanışıp âşık olduğu sanatçı Ziya Keskiner ile evlendi. Bir yıl sonra oğlu Ahmet Naşit dünyaya geldi. Oyunculuğunun olgunluk dönemine adım atmışken, 1966 yılında onu darmadağın eden ağır bir kayıp yaşadı: Tek çocukları Ahmet’in kalbinde delik tespit edildi, bu nedenle acilen ameliyata alındı. Ameliyatı iyi geçti, herkes Ahmet’in iyileşeceğini beklese de ameliyat sonrasında bir gün komaya girdi ve 16 Haziran 1966’da vefat etti. 

70’li yılların başlarında oyunculuğuyla, Türk sinema seyircisinin kalbinde sağlam bir yer edineceğini göstermeye başladı. 1970 yılında Ülkü Erakalın’ın yönetmenliğini yaptığı Vur Patlasın Çal Oynasın adlı filmden sonra yolu, hayatının geri kalanını etkileyecek ve değiştirecek yönetmen Ertem Eğilmez ile kesişti. 1972 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği, senaryosunu ise Sadık Şendil’in yazdığı Sev Kardeşim adlı film, onun sinema kariyerinin gerçek anlamda başlangıcı oldu. Bu filmde Mesude karakterini canlandırarak Tarık Akan, Hülya Koçyiğit ve Münir Özkul’la birlikte oynadı. Münir Özkul’la sonraki yıllar boyunca da pek çok filmde birlikte oynadılar. Bu filmi 1973 yılında çekilen ve yine Eğilmez’in yönetip Şendil’i senaryosunu yazdığı Canım Kardeşim izledi. Filmde öğretmen karakterini canlandırdı. Aynı yıl yine bir Ertem Eğilmez filmi olan Oh Olsun filminde Ferit’in (Tarık Akan) annesi rolüyle hafızalara kazındı, Canım Kardeşim filminde duyarlı bir öğretmeni oynadı, 1974 yılında Salak Milyoner, Mavi Boncuk gibi gişe başarısı yüksek filmlerde oynayarak, seyircinin gönlündeki yerini sağlamlaştırdı. Artık Eğilmez’in film ekibi iyice oturdu. Senaryocusu, oyuncuları, yönetmeni ve çalışanlarıyla Eğilmez ekibi, uzunca bir süre yüksek gişe başarılı, seyirci tarafından tutulan filmler yaptılar, Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerine imza attılar.

Esas başarısını, 1975 ila 1981 arasında çekilen 6 filmlik Hababam Sınıfı serisinde canlandırdığı Hafize Ana rolüyle elde etti. Münir Özkul bu serinin beş filminde, Kemal Sunal dört filminde, Halit Akçatepe ile Şener Şen üç filminde ve Tarık Akan ile İlyas Salman iki filminde yer almasına karşın, Adile Naşit serinin tüm filmlerinde oynadı. Bunun nedeni, canlandırdığı karakterin Hababam Sınıfı filminin temel taşlarından biri olmasıydı. Hafize Ana rolünün yanı sıra, 1981 ve 1982’de yayımlanan Uykudan Önce adlı çocuk programında yaptığı sunuculukla da Türk halkının sevgisini kazandı. Program, yayımlandığı 1980 ve 1981 yıllarında Günaydın gazetesince Yılın En Başarılı Çocuk Programı seçildi. İkinci evliliğini 16 Eylül 1983’te, Cemal İnce’yle yaptı. 1985 ve 1986’da düzenlenen Altın Kelebek Ödüllerinde Onur Ödülü de aldı.

11 Aralık 1987'de, İstanbul'da kalın bağırsak kanseri sonucu vefat etti. Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Televizyon dizileri:

Annem Annem, Uykudan Önce, Kuruntu Ailesi,

 

Filmleri:

Yara (1947), Lüküs Hayat (1950), Kahpe Kurşun (1957), Abbas Yolcu (1959), Vur Patlasın Çal Oynasın (1970), Beyoğlu Güzeli (1971),Sev Kardeşim (1972), Oh Olsun (1973), Canım Kardeşim (1973), Salak Milyoner (1974), Aç Gözünü Mehmet (1974), Gariban (1974), Hasret (1974), Yüz Lira ile Evlenilmez (1974), Mavi Boncuk (1974), Gece Kuşu Zehra (1975), Minik Cadı (1975), Ah Nerede (1975), Çapkın Hırsız (1975), Şaşkın Damat (1975), Hanzo (1975), İşte Hayat (1975), Delisin (1975), Bitirimler Sınıfı (1975), Şehvet Kurbanı Şevket (1975), Plaj Horozu (1975), Haydi Gençlik Hop Hop (1975), Pembe Panter (1975), Sevgili Halam (1975), Televizyon Çocuğu (1975), Bizim Aile: Merhaba (1975), Hababam Sınıfı (1975), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975), Süt Kardeşler (1976), Ne Umduk Ne Bulduk (1976), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976), İşte Hayat (1976), Gel Barışalım (1976), Ah Dede Vah Dede (1976), Aile Şerefi (1976), Tosun Paşa (1976), Şaban Oğlu Şaban (1977), Sakar Şakir (1977), Gülen Gözler (1977), Hababam Sınıfı Tatilde (1977), Kibar Feyzo (1978), Sultan (1978), Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor (1978), Neşeli Günler (1978), Köşe Kapmaca (1979) , Vah Başımıza Gelenler (1979), Doktor (1979), Erkek Güzeli Sefil Bilo (1979), Aşkın Gözyaşları (1979), Ne Olacak Şimdi (1979), İbişo (1980), Renkli Dünya (1980), Huzurum Kalmadı (1980), Beş Parasız Adam (1980), Davaro (1981), Gırgıriye (1981), Gırgıriyede Şenlik Var (1981), Şaka Yapma (1981), Bizim Sokak (1981), Hababam Sınıfı Güle Güle (1981), Şabancık (1981), Deliler Koğuşu (1981), Talih Kuşu (1982), Görgüsüzler (1982), Buyurun Cümbüşe (1982), Adile Teyze (1982), Şıngırdak Şadiye (1982), Şaşkın Ördek (1983), Gırgıriyede Büyük Seçim (1984), Şabaniye (1984), Namuslu (1984), Şaban Pabucu Yarım (1985), Satmışım Anasını (1985), Ağa Bacı (1986), Kiralık Ev (1986), Hayroş (1986), Yaygara (1986), Kuzucuklarım (1986), Milyarder (1986), Aile Pansiyonu (1987).

Kaynaklar: Merve Çetinkaya, Adile Naşit’in Sanat Hayatı, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2020.

Sibel Öz Arslan, Eleştirel Perspektiften Yeşilçam Yıldız Sistemi ve Bir Anti-Yıldız Olarak Adile Naşit, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo, Sinema ve Televizyon Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2018.